Sevgili dostlar belki bu konular daha önce açılmıştır ama sezonun şu kapalı zamanında içimizi dökmek ve muhabbet için her kes ilk avcılığa nasıl adım attığını anlatırsa belki anılarımız tazelenmiş olur ve mazide kalan hatıralarımızı hatırlamış oluruz ilk ben başlıyorum devamının da geleceğini umut ediyorum.
eeehhhhh ehhhhhhhh heygidi günler hey.biraz içimi dökeyim.Benim avcılık hayatım pıynardan güzel çatal düzüp kare lastikten ve ayakkabının öpçesinin derisinden yular yapmakla ve yuvarlak asfalt çağılındaki taşları toplamakla başladı tabiki daha sonra eczanelerde satılan ve daha yumuşak yuvarlak lastikle.ama ne hikmetse sapanla bir türlü av vuramıyordum ömrümde vurduğum tek kuş hüseyincik kuşu idi.neyse ilk okul 3 sıraları amca oğlum rahmetli ali akkının çantacılığını yaparak devam ediyordum o çitemik kuşunu vurar ben kuşlarını toplar taşırdım.av sonunda da 2-3 tanede bana verirdi,sağ olsun ama bir gün benle kuşmu vurdun değişi allah var çok zoruma gitmişti ve babama havalı tüfeği yalvar yakar ilk okul 3 veya 5 sıraları olması lazım aldırmıştım ve onunla epey kuş vurdum çantacılıktan kurtuldum artık kendi kuşumu kendim vuruyordum ama gözüm büyük silahtaydı.neyse epey böyle devam etti yine amcaoğlum bir gün akşam bekinde çulluk beklemeye giderken yanında benide götürdü elindeki tek kırmayı havaya ilk defa sıkma şansını tanıdı,aradan epey bir zaman sonra yaz aylarında yaylaya taşınmıştık orda da dayım sağ olsun birde o sıktırdı söğüt ağacındaki serçeye,onuda vurmak nasip oldu ve aynı gün dayımdan silahı alıp arazi de gezerken takkalı çavuş dediğimiz bir kuş koyunların yayıldığı yerde gezerken yerde onuda vurunca bizde epey cesaret oldu ve 1 sene sonra bir mayıs ayıydı babamın dedemden kalan yüceller tüfek sanayisine ait çifte,hiç kullanmamıştı yeni almıştı rahmetli olmadan önce biraz amcam kullanmıştı okadar.Babamda baba yadigarı diye tüfeği sarıp sarmalamış yüklüğe saklamıştı bende onu gözden kestirdim ve babamın olmadığı anneminde dikiş makinasınla dikiş yaparken sessizce parmak uçlarına basa basa arkaka kapıdan girip üst kattan çifteyi kaçırmıştım ve mayıs ayları başında gelen göç arı kuşlarına telde dizelenirdi onlara ateş ederek onlardan vurdum ve portakal bahçesinde çift süren babama gösterdim afferim benim oğluma dedi ama tellere sıkma dedi ve ALLAH var çocukluk işte ben hem çifteyle hemde havalı tüfekle epey arıcıl vurdum o zaman tabi babamda da avcılık olmadığı için kuşların göçünü felan bilmiyor artık bilinçlendik ama çocuklukta yapmadık dersek yalan olur.neyse biz artık avcılığa adım atmış olduk ve kırma bir köpek besleyip yazaında çifteyle yazın bıldırçındı kışın karatavuktu derken böyle devam etti gitti,yaş ilerledikserede uzak şehirlere üveyik avıydı keklik avıydı,tavşan avıydı,ördek avıydı,tahtalı güverçin avıydı derken böyle devam edip gidiyor.ÖMRÜM OLURDA RABBİMDE SAĞLIK VERİRSE HER HALDE ELİMİZ AYAĞIMIZ TUTUNCAYA KADAR GÖZÜMÜZ GÖRÜNCEYE KADARDA BU HASTALIK GEÇMEYECEK.lafı çok uzattıma kusura bakmayın SELAM EDERİM BÜTÜN AVCI ABİLERİME VE KARDEŞLERİME.