İkide bir dalıyorum ama bana kalırsa burada bizim açımızdan daha fazla yapılması gerekli bir kanun mevzuat falan yok. Mevcut olan yasa 4915 sayılı ve orada ne yazdığı bu sayfanın en başında ve her yerde mevcut. Ayriyeten, aynı sözleşmeye taraf ülkelerde de anlanan ve uygulanan yöntem bizi yasamızdaki gibi. Yani şarjör 2 alacak. Takoz varken de böyle. Bunun ötesinde bir şeye gerek yok. Kabahat varsa bizim değil, bizzat yasayı uygulayanların. Açıkcası işgüzarlık yapıyorlar.
Yasanın(4915) önüne geçemez ama, sözü edilen sözleşmeyi de dilimize çevirirken yanlış çevirmişler. Benim İngilizcem de iyi değil ama bunlarınkinden iyi demekki. Sözleşmeye orjinal lisanında şarjör yazmışlar, bizimkiler komple tüfekteki adet diye çevirmiş. Yine de mühim değil. Sözleşmeye tekrar bakılınca düzeltilir. Ondan daha önemlisi, yasada olması gereken şekilde yer almış. Ortada düzeltilmesi gerekn bir şey var ama YASA DEĞİL, uyguluyanların hatası. Onu da amirleri halletsin. Bana kalırsa şu mevcut haliyle bir hakim takozu olan avcıya kusur bulamaz. Bulamaz ama mahkeme yolları sıkıntı verir. Başıma gelse, Orman Bakanlığı'na karşı dava açarım. Yasayı yanlış uyguladıkları için, manevi tazminat davası. Bu nedir böyle?
Yineliyorum. Takoz sözleşmede KUŞ için gerekli görülmüş. Domuz için ilave edilmesi ayrıca gereksiz. İsteyen çifteyle veya tekliyle gitmeye devam etsin. Fakat ortada bir gerekiszlik var. Daha ötesi, domuz her yerde benim bugüne kadar görmediğim derecede artmışken, günümüzde domuz koruması gerekli bile değil. Burada domuz tükensin, vakitsiz avlansın demiyorum. Göçmen kuşlar kadar özen gereken bir kısıtlamaya ihtiyaç yok.