TÜM AVCI DOSTLARIMA YARDIMCI OLACAĞI KANAATİNDEYİM.
Kategorisi | Köpek Eğitimi
Aport Eğitimi
23 Mart 2009tarihinde eklendi . Etiket: Aport, Köpek Eğitimi
Şunu unutmamak gerekir ki, iyi aport etmeyen (vurulan avı bulup getirmeyen) bir köpekle av, yarım kalmış bir avdır. Köpeğinizin av araması ve ferması ne kadar iyi olursa olsun eğer aportu yoksa veya zayıfsa avınızı kaybedebilirsiniz. Veya avı sıkıyorsa elinize kıyma olmuş bir kuş geçtiğinde netice çok da değişik değildir. Bunun için aport eğitimi de diğer bütün eğitimler kadar önemlidir.
Avrupa ve Amerika’da bazı avcılar, avın bulunmasında fermalı bir köpek kullanırken, bu köpeğe hiç aport yaptırmamakta ve vurulan avı Retreiver cinsi köpeklere getirtmektedirler.
Aslında ördek avlarında çok başarılı olan bu cins köpeklerin diğer zamanlarda da boş kalmamaları için ortaya çıkarılmış bir yöntem, tek köpekle yapılabilecek işin iki köpekle yapılmasına ve fermalı köpeklere aport yaptırılmamasına sebep olmuştur. Memleketimizde ve diğer birçok memlekette avı, vurulduktan sonra da bulmaya ve avcıya getirmeye alıştırılan kuş köpekleri kullanılmaktadır.
Köpeğin aport’a alıştırılması iki şekilde olabilmektedir. Oyunla karışık tabii yol ve zorla öğretme.
Oyunla karışık öğretme :
Kuş köpekleri içgüdüsel olarak ferma veririler ama avı getirmek içten gelen bir duygu değildir ve öğretilmesi gereklidir. Tabii yol dediğimiz, yavrunuzun daha çok küçük yaşlarında oyun oynayarak elinizdeki bir şeyi size getirmesini sağlamaktır. Hangi cins olursa olsun, her yavru bu oyundan büyük zevk alacaktır. Hemen her avcının da köpeğine aportu öğretme yolu budur.
Küçük yavruyla oynarken top veya bir tahta parçasını önceleri çok yakına atarak yavrunun ona gidip onunla top oynamasını sağlayın. Bu oyun esnasında attığınız oyuncak yavrunun ağzındayken de onu yanınıza çağırın. İlk başlarda yavru ağzındakini belki de hiç getirmeyecek veya onu çağırdığınızda ağzındakini bırakarak kendisi gelecektir.
Bunu bıkmadan sık sık tekrar edin. Yavaş yavaş köpeğiniz oyunun icaplarını anlamaya başlayacaktır. Bazen güzel güzel oyuncağını size getirirken bazen de siz çağırdıkça o sizden kaçacak, adeta sizi bir kovalamaca ya davet edecektir.
Eğer Yanınıza gelmek istemezse onu kovalamamayı sakın aklınızdan çıkarmayınız. Tam tersine , siz yavrudan kaçınız ve onun sizi ağzındakiyle birlikte kovalamasını sağlayınız. Ani olarak durduğunuzda o sizi yakalayacak siz de ağzındakini alırken onun size geldiğinden dolayı büyük tezahürat yaparak sevindiğinizi göstereceksiniz.
Unutmayın ki köpekler sizin sevincinizi ve ona yapacağınız bu gibi tezahüratı her zaman anlar. Yapı olarak da size yaranmak ve sizi sevindirmek onların içgüdüsel bir yaklaşımıdır.
Elinizdeki objeyi attığınız zaman belli bir kelimeyi, mesela “aport” veya “al onu” kelimesini tekrar edin. Zamanla bu kelime vurulan avı bulması için de emir yerine geçecektir. İleride bir yere saklayacağınız bir şeyin de aranması için köpeğinize işaret olacaktır. Köpeğiniz, attığınızı ağzına aldığında, bu sefer de zaten öğrenmekte olduğu emirlerin arasında da bulunan “gel” emriyle da yanınıza çağırınız.
Ağzındaki oyuncağıyla size gelen yavru çoğu zaman getirdiğini size vermek istemeyecektir. Yanınıza gelmiştir ama oyuncak onundur. Ancak size verirse onu tekrar atıp oyunda devam edebileceğinizi daha anlayamamaktadır.
Eğer kendiliğinden getirip önünüze bırakırsa mesele büyük ölçüde hallolmuştur. Okşayıp, sevinerek oyuncağı alın ve bu sefer biraz daha uzağa atın. Her seferinde daha iyi bir aportla karşılaşacağınız kesindir.
Bazen ufak kaçamaklar olsa bile doğru yolda ilerleniyor denebilir. Yavru arada oyuncağı kaçırırsa kovalamadan yanına yaklaşıp çekmeden oyuncağı alın ve tekrar atarak size getirmesini isteyin. Doğru olarak yapınca da oyunu bırakın. Son atış her zaman sizin istediğiniz şekilde olmalıdır.
Bir diğer kural da, hiçbir zaman yavrunun ağzından oyuncağını çekerek ve onunla mücadele ederek almayınız. Bu onun sert ağızlı olmasına da yol açar. Ancak ister yere ister elinize avı bırakması için burnunun üstüne işaret parmağınızla hafifçe vurmanız onu rahatsız edeceğinden ağzındakini bırakmasına sebep olacaktır.
İlk başlarda da bu kolay olmayabilir. Fakat hiçbir zaman çekiştirmeden ve bıkmadan tekrar ederseniz muvaffak olursunuz. Burnunun içine üflemek de onu rahatsız ederek ağzındakini bırakmasına sebep olur. Her zaman kendi rahatsız olduğundan veya isteyerek ağzındakini bırakmalı, siz hiçbir zaman zorla almamalısınız.
Size getirilen oyuncağı alırken de her seferinde “bırak” kelimesini tekrar ederseniz, zamanla siz söylemedikçe ağzındaki avı bırakmayan ve yanınızda bekleyen bir köpek edinmiş olursunuz.
Attıklarınızı getirmeyi bir zevkli oyun olarak kabullenen ve sizin birşey atmanızı ayağınızın dibinde adeta yalvarırcasına bekleyen köpeğiniz avda da sizin emrinizle birlikte hiç bıkmadan bulana kadar kuşu arayacaktır. Yalnız aporta alıştırırken, oyunun zevkine vardıktan, aport etme tehlikesi geçtikten sonra, sert kıllı, tercihen rulo gibi yuvarlak, sapı kesilmiş bir saç fırçasını oyun aracınız yapın.
Kıllar ince ağız derisine batacağından, fırçayı çok hafif olarak taşıyacak ve zamanla böyle taşımaya alışacaktır. Ava başladığı zaman genellikle ilk başlarda hırsla bazı kuşları sıkabilirse de, ısırmaya alıştığından yumuşak ağızlı bir köpek elde etmiş olacaksınız.
Zorunlu APORT (Fermalı köpek eğitiminin ana taşı)
Geçtiğimiz yıl DKÜYD tarafından Almanya’dan gelen 9 VDH hakemi tarafından yönetilen “sonbahar üretim izni imtihanlari” nda, köpeğim zorda olsa sazda yaralı ördeği arayıp getirme etabını tamamlamak üzere idi. Yorgun olduğundan isteksiz adımlarla finiş’e yani bana doğru gelirken ördeği tam ağzından bırakacaktı ki ben alttan alıp işlemi tamamlamasını sağladım.
Benden hemen önce Naci Yılmaz’ın yurtdışında eğittiği köpeği kilo olarak bir hayli ağır olmasına rağmen bu işi son derece nizami, coşkulu ve ölçülü bir şekilde tamamlamıştı. Hakem, iki köpeğin çalışmasıın gördükten sonra kısa bir yorum yaptı “Naci’nin köpeğine aport öğretilmiş. Burak’ın köpeği ise içgüdüsel aport ediyor”.
Ciddi şekilde sarsıldım. Ne yapmalıydım, nasıl yapmalıydım? bu işin artıları nelerdi? İmtihanın hemen ardından yaşının küçük olmasından dolayı imtihana sokmadığım Xander vom Bruch(Heiko) nun babası KS Heiko vom Osterberg’in yetiştiricisi Dr. Albert Lemmer ile yemekte sohbete koyulduk. Köpeğimi çok beğendiğini ve onu iyi yetiştirirsem emsalsiz bir hayvan olacağını söyledi.
“Ava götürme, zorunlu aportu öğret”, “kulağını cimcikle ve materyali ağzıyla tutmasını sağla” dedi bana . Ben ise “evet, tamam, tabi” diye cevaplarken söyledikleri arasında bağlantı kurmaya çalışıyordum. Ancak sizinde düşüneceğiniz gibi bunlardan bir sonuç çıkarmak mümkün değildi.
Alman misafirlerimizi uğurladıktan birkaç gün sonra keklik sezonu açılışı için yola koyulduk. 72' lik delikanlı Fransa’nın ünlü yetiştiricisi Josef Marten’de bu yolculukta bize eşlik etti. Misafir olduğumuz bey’in köpeğinin aport sorunu olduğunu öğrenince Josef köpeği görmek istedi. 3 yaşında güzel bir kurzhaar dişi idi bu köpek. Köpegi oturduğumuz veranda da ayakustu sevip okşadı önce daha sonra kendisi diz çöktü, köpeği ise yüzü karşı istikamete bakacak şekilde bacaklarının arasında kalacak şekilde oturmasını sağladı. Sol eli ile köpeğin kulağını baş parmağı ve orta parmağının tırnakları ile sıkmaya başladı.
Köpek bir süre sonra hafifce canı yandığından ağzını açmaya başladı tam o sırada “APORT” deyip diğer elinde bulunan tahta parçasını köpeğin ağzına vermesiyle kulağını cimciklemeyi kesti. Köpek hafif bir şok geçiriyordu böyle birşeyi hiç yaşamamıştı. Muhtemelen şöyle düşünüyordu “kulağımın acısı tahta parçasını tutunca geçiyor” “aport” kelimesi ile de bu bağlantıyı kurmuş oluyordu.
En az 8-10 kez bu işlem ard arda tekrarlandı. Artık köpek kulagına dokunulmadan da “APORT” kelimesini duyduğunda tahta parçasınına kendisi uzanıp alıyordu. Zaman zaman “almasam ne olur” dercesine almamayı denese de Josef kesinlikle taviz vermiyordu. İşlemin sonu ise “bırak” kelimesi ile bırakmaya dünden razı olan köpeğin tahta parçasını bırakması idi. Tam 10 dk sonra köpek Josef’in 2 mt uzakta eliyle tuttuğu nesneyi “aport” kelimesi ile büyük bir istekle tutup, “bırak” komutu ile bıraktığını görmek benim köpek eğitimi ile ilgili olan bilgilerimi altüst etmiş, bu konuda zihnimde adeta bir devrim yaşıyordum. O çılgın köpek adeta büyülenmişti. Komut almak için Josef’in gözünün içine bakıyordu. Hemen kısa bir bilgi alış-verişinin ardından zihnimde herşey yerli yerine oturmuştu.
Zorunlu aport, köpeğin kendi isteği ve insiyatifiyle değilde, işi sahibi için görev adlederek yerine getirmesidir. bu öğretinin benim bildiğim 3 yolu vardır. ilki yazımın başında tarif ettiğim sistemdir. Bir diğer sistem son yıllarda Amerika’lıların geliştirdiği bir sistemdir ki, bir masa düzeneği üzerine köpeğin iki tırnağı arasından geçen bir ipe bağlı makara sistemidir. üçüncü yöntem ise ilk yönteme benzer. İlk yöntemin hayvan hakları konusunda denetime takılabileceği ihtimaline karşı ben size 3. yöntemi elimden geldiğince anlatmaya çalışacağım.
Bu eğitime başlayacak köpek 6 aydan küçük olmamalıdır. O yaşa kadar da kesinlikle at-getir oyunu oynatılmamalıdır. Zorunlu aport eğitiminin hazırlığı için sol yanda yürüme eğitimi ve “otur” eğitimi verilmelidir.
Köpeğimizin 6 ayını doldurmuş, “otur” komutunu ve tasma ile yanıbaşınızda çekmeden gezme eğitimini nizami verdiğinizi varsayarak bundan sonra ne yapılması gerektiğini detaylı bir şekilde anlatmaya çalışacağım.
1.Aşama :
Köpeğinize “otur” komutunu verip karşınızda oturmasını sağlayın. Elinizde birkaç yüz gramdan ağır olmayacak ağırlıkta ve takriben 20-25 cm uzunluğundaki bir tahta parçası, aportbox, ahşapdumbell tarzında bir materyali halihazırda bulundurun.
Bu materyali köpeğin burun hizasına elinizle getirin ve diğer elinizle aortlarını sıkarak ağzını aralamasını sağlayın. Hızla cismi ağzına götürün ve “APORT” deyin. Alt ve üst çenesini ellerinizle kavrayın ve bırakmamasını sağlayın. 2-3 sn sonra yavaşça ağzından alırken ” BIRAK” deyin. Bu işlemi kısa aralıklarla 4-5 kez tekrarlayın eğer ağzındaki cismi komut vermeden bırakmak isterse sert bir şekilde “TUT” deyip ellerinizle tutmasını sağlayın.
2-3 hafta sürecek eğitim sürecinin en zor ve hassas kısmı bu aşamayı atlatmaktır. Günde en fazla 10 dk bu eğitim ile uğraşın. Köpeğiniz işlemi iyi bir şekilde yaptığı anda o günki eğitimi bitirin. Bu çalışmanın neticesinde köpeğiniz cismi gösterip “APORT” emrini duyduğunda kendiliğinden cismi ağzıyla tutmalı, “BIRAK” dediğinizde de bırakmalıdır.
2.Aşama:
Köpeğinize “OTUR” komutunu verin. Cismi köpeğin burnundan 50 cm kadar uzakta tutun ve “APORT” komutunu verin. Kendiliğinden uzanıp almalıdır eğer yapmazsa ensesinden cisme doğru çekip almasını sağlayın. “BIRAK” komutunu vermeden bırakmaya kalkarsa hemen sertleşin “SIKI TUT” tutmasını sağlayın. Elinizi çenesinin altından geçirin ve bunu yaparken dahi cismi ağzında sıkıca tutmasını sağlayın. Kuralları ihlal etmeyi deneyecektir. kesinlikle taviz vermeyin. İlk aşamadaki gibi doğru yaptığında hemen onu onore edin, sevin ve eğitimi bırakın. bu aşama sonunda komutu aldığında 50-100 cm uzağa uzanıp elinizden cismi almalı, oturmalı ve “BIRAK” dediğinizde cismi size teslim etmelidir.
3.Aşama:
Köpeğinize “OTUR” komutunu verdikten sonra 50 cm kadar uzakta tuttuğunuz cismi almasını sağlayın (komut ile). Tasmasına bağlı kayış ile yanınızdan cisim ağzında iken köpeğinizi yürütün. Ağzından bırakmasına kesinlikle mahal vermeyin. Gözünüz hep onda olsun.15-20 mt hızlı adımlarla bu şekilde yürüttükten sonra aniden durup, sizin durmanızla birlikte köpeğinizin oturmasını sağlayın ve yine “BIRAK” komutu ile cismi ağzından alın.
4.Aşama:
Köpeğinize “OTUR” komutunu verin. Cismi onun sizin cismi bıraktığınızı görebileceği şekilde 8-10 mt ileriye götürüp bırakın sonra tekrar köpeğinizin yanına gelin, kayışından tutun (kesinlikle oturur pozisyonu bozmasın). Diğer elinizle cismin istikametini göstererek “APORT” komutunu verin. Komut ile birlikte köpeğiniz ile birlikte koşar adım cisme doğru gidin. Cismin başına gelir gelmez komutu tekrarlayın ve yerden cismi almasını sağlayın. eğer tereddüte düşerse köpeğin başını cisme doğru eğin ve yardım ederek yerden almasını sağlayın. Hemen aynı istikamete geri dönün ve başladığınız noktaya gelin. Köpeğiniz otursun ve cismi ağzından teslim alın.
5. Aşama:
Köpeğinizin tasmasına 15 mt civarı uzunluğu olan bir ip bağlayın ve köpeğinizi oturtun. 8-10 mt ileriye onun yine görebileceği biçimde bir cisim koyun (kullandığınız materyalleri sık sık değiştirin). Köpeğin yanına gelin, elinizle cismi gösterip “APORT” deyin daha önceki aşamalarda istenilen sonuç elde edilmiş ise, köpek gidip onu alacaktır eğer gitmezse hemen tasmasından çekip götürün ve 4. aşamadaki işlemi tamamlayın.
Gittiğini kabul edelim; Cismi almasıyla ucunu elinizde tuttuğunuz ipi kontrollü ve tempolu bir şekilde çekip köpeğin cisimle birlikte gelmesini sağlayın. Oturtup “BIRAK” komutu ile ağzından alın.
Not: Köpek komutları harfiyen yerine getirmek mecburiyetinde hissetmeli ve üzerindeki yoğun baskı hep hissetmelidir. Komut asla ikiletilmemeli, tek bir kezde yerine getirilmesi sağlanmalıdır. Asla taviz vermeyin. Yapmadığı anda varlığınızı sert bir şekilde ensesinde hissettirin. Her aşamayı layikiyla öğrenmesi günde 10 dk sürecek antrenmanlarla 3-4 günü bulabilir. Sabırlı, kararlı olun ve disiplini asla elden bırakmayın. Her aşama iyi bir şekilde yapılıyor olsa bile, bir sonraki aşamaya geçmeden en az 3 gün tekrarlanıp pekiştirilmelidir.
6. Aşama:
5.aşamadaki işlemin aynısını tasmasındaki ipi çıkartarak yapın.
7. Aşama:
Bu kez birbirinden farklı ağırlıkta ve farklı elementlerden oluşan 3 adet materyali aralarında 1 m uzaklık olacak şekilde yine 8-10 m uzaklıktaki bir yere yerleştirin. Köpeğinizi emir-komuta sırasına göre gönderin. İlk cismi nizami bir şekilde getirdikten sonra yine aynı komutu verin ve 2. cismi getirmesini sağlayın ve sonrada sonuncusu. eğer 2.de tereddüt ederse hiç taviz vermeyin. Hızla köpeği götürün ve aldırıp başlanılan noktaya getirin.
8. Aşama:
Köpeğinizi bu kez otluk bir bölgeye götürün. Onun görebileceği bir şekilde cismi aynı mesafelerdeki bir uzaklığa götürün. Komut verin ve klasik işlemi tamamlatın.
9. Aşama:
Aynı otluk bölgede 8. aşamadan farklı olarak cismi köpeği oraya götürmeden saklamış olun. İstikamet gösterip komutla gönderin, gidip arayacaktır. 1 dk içinde bulamazsa gidip bulmasında yardımcı olun , akabinde köpekle birlikte ve hızla başlama noktasına geri dönüp periyodik işlemi tamamlayın.
Bu aşamayı daha sonra nesnelerle değil, daha önceden avlamış olduğunuz bıldırcın, culluk, tavsan ve ordek gibi avlarla yapın. Kullanacağınız avları buzluktan çıkardıysanız mutlaka buzlarının tamamen çözülmesini bekleyin. Aksi takdirde köpeğin dişlerine temas eden soğuk onun avı isteksiz taşımasına veya yarı yolda bırakmasına neden olabilir.
Başarılı bir öğrenim sürecinin ardından köpeğiniz eğitimini tamamlamıştır. Zorunlu aportu iyi bir şekilde öğrenen köpek aport işini bir görev adleder. Hava ve bölge şartları ne kadar zor olursa olsun hızla ve şevkle size istediğinizi getirecektir. Öğrendiği yegane işlevin avı size teslim etmek olduğundan avı sıkmak, gevelemek veya oynamak aklının ucundan bile geçmez. Tek hedefi size avı hemen verip bu baskıdan kurtulmak olacaktır.
Bu eğitim köpeğinize hükmetmenizi ve kontrolü her zaman elinizde tutmanızı sağlayacaktır. Eğitim hususunda ve köpek psikolojisi konusunda yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olmayan avcılar bu eğitimi yardım almadan yapmamalıdırlar. Zira bu teknik ileri düzey yetiştiricilerin kullanabileceği bir yöntemdir. Aksi takdirde köpeğinizin sizden uzaklaşmasına sebep olabilirsiniz. Köpek doğası ve yaradılışı gereği yaptığı hatadan en fazla 1,5 sn den önce uyarılmalı ve müdahale edilmelidir. eğer 1,5 sn’den sonra uyarır, azarlar ve cezalandırırsanız bunu asla anlamayacak ve geçmişte bilip öğrendiklerini de unutmasına sebep olunacaktır.
Geçtiğimiz yıl 2 yaşında emsalsiz güzelliklte bir köpeğin kötü eğitimden dolayı bıldırcını getirmek bir yana kaçırıyor bunu yaparkende bıldırcını yiyordu. 15 günlük bir eğitimin ardından köpek yemeyi düşünmek bir yana dudaklarının ucuyla uçarcasına getirmeye başladı. ANCAK, eğer köpeğiniz yetişkin bir köpek ise ve daha önce içgüdüsel klasik at-getir yöntemi ile bu işi memnun kalmadığınız bir şekilde yapıyor ise ve zorunlu aportu öğretmek istiyorsanız daha önce bu komut için kullandığınız kelimeyi asla kullanmayın. Yeni bir kelime seçin ve onu kullanın böylece köpeğinizin aklına eski kötü alışkanlıkları gelmez ve yeni dersini aklı karışmadan daha rahat bir şekilde öğrenir.
Saygılarımla
Burak KABAKÇI