BİR DEVLET KATLİAMI DAHA

[Özhan KELEŞ]

Anadolu'nun İsyanı ...!

           Duymadım, görmedim, bilmiyorum diyenler için Anadolu’daki dere ve doğa katliamı belgelendi…
Enerji ve kalkınma politikalarının doğa ve akarsular üzerindeki olumsuz etkisini ve halkın bu yatırımlara karşı tepkisini gözler önüne seren "Anadolu’nun İsyanı" adlı film rekora gidiyor.

           Herhangi bir kar amacı güdülmeden konuya duyarlı insanların gönülden destekleriyle tamamlanan film, (HES)’lere karşı Anadolu’da verilen mücadeleyi bizzat onların ağzından anlatıyor.

           Hidroelektrik santrallerin (HES) doğa ve kırsalda yaşayan insanlar üzerindeki olumsuz etkilerini ve (HES) yatırımlarına karşı verilen mücadeleleri anlatan ‘Anadolu’nun İsyanı’ adlı kısa film gönüllü desteklerle ve kolektif bir çalışma sonucu ortaya çıkarıldı.

           Anadolu’nun dört bir yanında devam eden (HES) çalışmalarının yıkıcı etkisine dikkat çeken film Akdeniz’den Karadeniz’e, Doğu Anadolu’dan Ege’ye kadar 20 bin kilometre yol kat edilerek çekildi.

           İnternet üzerinden indirilebilen, çoğaltılmasına ve dağıtılmasına, festival ve toplu gösterimler için özel izin alınmasına, kullanılmasına herhangi bir kısıtlama konulmayan film, Anadolu derelerinin özgür akması için mücadele edenlere adandı.Üç gün içerisinde 50 bine yakın izleyiciye ulaşan filme dileyen herkes sosyal paylaşım sitelerinden, anadolunehirleri.org/​tr.html  ,   anadoluyuvermeyecegiz.net    vimeo.com/​vermeyoz/​film   adreslerinden ulaşabiliyor. Filmin en kısa sürede 7 dilde çevirisi bekleniyor ayrıca, önümüzdeki aylarda filmin uzun metrajlı halinin de yayınlanması söz konusu.

           Filmle ilgili yapılan açıklamada, şunlar söylendi:  "Bizlerin doymak bilmeyen tüketim alışkanları ve ihtiyaçlarının doğa üzerindeki yıkıcı etkisi her geçen gün biraz daha artıyor. Hiç haberimiz olmasa da, umursamazsak da, gitmesek de, görmesek de bizim bu yaşam biçimimizin bedelini bir takım canlılar, insanlar ödüyor. Bu film; bir yandan Anadolu nehirleri ve doğası için verilen mücadeleleri anlatırken, bir yandan da şehirlerde hiçbir sorun yokmuş gibi yaşamaya devam eden insanlara ayna tutmak ve bu soruna ortak etmek için hazırlandı. Unutmamız gerekiyor ki, bu ateş sadece düştüğü yeri değil tüm canlı yaşamını yakacak. Bu gerçeğin fakına varanlar Nisan ayında tüm Anadolu’dan Ankara’ya doğru yürümeye başlayacak. Bu yürüyüşe katılmak ve destek vermek hepimizin yaşama karşı ortak sorumluluğudur. Filmin indirilmesi, çoğaltılması ve dağıtılmasında hiç bir sakınca yoktur.   Anadolu'nun tüm canlılarına armağan olsun."

           Anadolu’nun can damarı nehirlerin tamamı, hidroelektrik santrali (HES) bahanesiyle, kaynağından sahile kadar borulara hapsedilerek, yaşam verdiği tüm canlılardan çalınmak üzere, özel şirketlere satıldı.Anadolu’daki tüm canlı yaşantısını geri dönüşümsüz bir şekilde olumsuz etkileyecek bu insafsız projelere karşı tüm vadilerde tepkiler yükselmeye başlamıştır.Bu site; kırsalda doğa ile uyum içinde yaşayan yerel halka, kurda kuşa, balığa, çiçeğe ve böceğe karşı yapılan; Anadolu’nun şahit olduğu bu en büyük çevre soykırımını belgeleyen, ‘Anadolu Nehirleri’ nin sesi olan belgesellerin gösterilmesi için hazırlanmıştır.

Destek olmak ve filminizi paylaşmak için lütfen iletişime geçin.

           Our rivers, the veins of Anatolia, are under attack by hydroelectric power stations which are rerouting the natural way of life in the rural regions of Anatolia.The rivers are being diverted from their springs into huge pipes which flow all the way to the sea. In the name of production of electricity and privatisation the rivers are being stolen from their cherished natural habitat. These projects will affect the natural habitat of Anatolia irreversibly.  However, there is strong resistance to these projects. This web-site is presenting the documentaries about truth of hydroelectric power plants and their effects on Anatolia.

Please contact to join and share your film..


                 [email protected]
     

Anadolu'nun tüm canlılarına armağan olsun ...!

Anadolunun İsyanı.

http://anadolunehirleri.org/tr.html

http://www.anadolunehirleri.org/an.html

[Ahmet ÖZTÜRK]

abi tüylerim diken diken oldu...sana nasıl teşekkür etsek...eline emeğine sonsuz teşekkürler..

[Osman ERDAN]

abi tüylerim diken diken oldu

[Cenker YAŞAR]

abi tüylerim diken diken oldu

[Ramazan KİLLİ]

İnt. bağlantısındaki sorun nedeniyle filmi izlemedim.
Eminim etkileyicidir.
HES lere karşı olan arkadaşlara saygı duyuyorum.
Nükleer Santrallere karşı olan arkadaşlara da saygı duyuyorum.
Bulgaristandan doğalgaz ithal edip, elektrik üretmemize karşı olan arkadaşlara da saygı duyuyorum.
Elektrik kesintilerine sinir olan, elektrik fiyatlarını çok yüksek bulan arkadaşlara da saygı duyuyorum.
Gerçek şu, gelişen ülkemizin enerjiye ihtiyacı var.
Bunun için Hes lerle, nükleer santrallerle üretim yapacağız.
Avrupanın güçlü ülkelerinin yaptığı gibi.
Bizim karşı olduğumuz şey, HES yada Nükleer santraller değil, bunların yapımında doğal yaşama maksumum özeni göstermeyen zihniyet olmalı, doğal sazlıkları kurutan, çevreyi atıklarıyla kirleten işletmelere göz yuman zihniyet olmalı.
Dünyanın en hızlı akan nehirlerinden biri ve en derin nehri Çoruh'un ( Amazon Nehrinden sonra dünyanın debisi en yüksek 2. nehri) Üzerinde bu zamana kadar Hiç HES kurulmamış. Hiç elektrik üretimi yapılmamış, sulamada verimli kullanılmamış, Rusya dan elektrik ithal etmişiz, bulgaristandan elektrik ithal etmişiz. Bunu da doğru bulmuyorum.Kalkınmayla çevreyi korumayı aynı anda başarabileceğimizi düşünüyorum.
Bunun için de ikisine de karşı ya da düşman olmamak lazım.
Çevre duyarlılığı ile gelişmeyi birlikte kabul etmek lazım.
Ülkenin sorunlarını görmezden gelip, HES lere karşıyım, nükleere karşıyım demek, en hafif tanımıyla kolaycılıktır.
Bana katılmayan arkadaşlara da saygı duyuyorum
Umarım onlar da kendisi gibi düşünmeyenlere saygı duyuyorlardır.

[Serkan ERTENLİCE]

Yaş kesen baş keser derdi büyüklerim.Bunu yapanlar kimdir nasıl bir mahlukattır anlamıyorum ben böyle bir enerji istemiyorum bu derelerin satışını kim yaptı hangi hakla yaptı bu dereler nerden kendilerinin oldu kim verdi.yazıklar olsun bizlereki bu yıkıma yanlızca bakıyoruz yapacak okadar çok şey varki bu ülkeyi çöle döndürmek isteyenler cehennemin bile kendileri için kurtuluş olmadığını anlamalılar.

[Özhan KELEŞ]

İnt. bağlantısındaki sorun nedeniyle filmi izlemedim.
Eminim etkileyicidir.
HES lere karşı olan arkadaşlara saygı duyuyorum.
Nükleer Santrallere karşı olan arkadaşlara da saygı duyuyorum.
Bulgaristandan doğalgaz ithal edip, elektrik üretmemize karşı olan arkadaşlara da saygı duyuyorum.
Elektrik kesintilerine sinir olan, elektrik fiyatlarını çok yüksek bulan arkadaşlara da saygı duyuyorum.
Gerçek şu, gelişen ülkemizin enerjiye ihtiyacı var.
Bunun için Hes lerle, nükleer santrallerle üretim yapacağız.
Avrupanın güçlü ülkelerinin yaptığı gibi.
Bizim karşı olduğumuz şey, HES yada Nükleer santraller değil, bunların yapımında doğal yaşama maksumum özeni göstermeyen zihniyet olmalı, doğal sazlıkları kurutan, çevreyi atıklarıyla kirleten işletmelere göz yuman zihniyet olmalı.
Dünyanın en hızlı akan nehirlerinden biri ve en derin nehri Çoruh'un ( Amazon Nehrinden sonra dünyanın debisi en yüksek 2. nehri) Üzerinde bu zamana kadar Hiç HES kurulmamış. Hiç elektrik üretimi yapılmamış, sulamada verimli kullanılmamış, Rusya dan elektrik ithal etmişiz, bulgaristandan elektrik ithal etmişiz. Bunu da doğru bulmuyorum.Kalkınmayla çevreyi korumayı aynı anda başarabileceğimizi düşünüyorum.
Bunun için de ikisine de karşı ya da düşman olmamak lazım.
Çevre duyarlılığı ile gelişmeyi birlikte kabul etmek lazım.
Ülkenin sorunlarını görmezden gelip, HES lere karşıyım, nükleere karşıyım demek, en hafif tanımıyla kolaycılıktır.
Bana katılmayan arkadaşlara da saygı duyuyorum
Umarım onlar da kendisi gibi düşünmeyenlere saygı duyuyorlardır.

Ramazan hocam keşke video'yu seyredebilseydin.
Aşağıda linki vereceğim video'da bu konunun devamı nereden nereye gelmiş
VAH Kİ VAH HALİMİZE

       


http://www.avlakforum.com/forum/index.php/topic,147774.msg1016176.html#msg1016176

[Emin VURAL]

İnt. bağlantısındaki sorun nedeniyle filmi izlemedim.
Eminim etkileyicidir.
HES lere karşı olan arkadaşlara saygı duyuyorum.
Nükleer Santrallere karşı olan arkadaşlara da saygı duyuyorum.
Bulgaristandan doğalgaz ithal edip, elektrik üretmemize karşı olan arkadaşlara da saygı duyuyorum.
Elektrik kesintilerine sinir olan, elektrik fiyatlarını çok yüksek bulan arkadaşlara da saygı duyuyorum.
Gerçek şu, gelişen ülkemizin enerjiye ihtiyacı var.
Bunun için Hes lerle, nükleer santrallerle üretim yapacağız.
Avrupanın güçlü ülkelerinin yaptığı gibi.
Bizim karşı olduğumuz şey, HES yada Nükleer santraller değil, bunların yapımında doğal yaşama maksumum özeni göstermeyen zihniyet olmalı, doğal sazlıkları kurutan, çevreyi atıklarıyla kirleten işletmelere göz yuman zihniyet olmalı.
Dünyanın en hızlı akan nehirlerinden biri ve en derin nehri Çoruh'un ( Amazon Nehrinden sonra dünyanın debisi en yüksek 2. nehri) Üzerinde bu zamana kadar Hiç HES kurulmamış. Hiç elektrik üretimi yapılmamış, sulamada verimli kullanılmamış, Rusya dan elektrik ithal etmişiz, bulgaristandan elektrik ithal etmişiz. Bunu da doğru bulmuyorum.Kalkınmayla çevreyi korumayı aynı anda başarabileceğimizi düşünüyorum.
Bunun için de ikisine de karşı ya da düşman olmamak lazım.
Çevre duyarlılığı ile gelişmeyi birlikte kabul etmek lazım.
Ülkenin sorunlarını görmezden gelip, HES lere karşıyım, nükleere karşıyım demek, en hafif tanımıyla kolaycılıktır.
Bana katılmayan arkadaşlara da saygı duyuyorum
Umarım onlar da kendisi gibi düşünmeyenlere saygı duyuyorlardır.

[Osman DÖŞLER]

İnt. bağlantısındaki sorun nedeniyle filmi izlemedim.
Eminim etkileyicidir.
HES lere karşı olan arkadaşlara saygı duyuyorum.
Nükleer Santrallere karşı olan arkadaşlara da saygı duyuyorum.
Bulgaristandan doğalgaz ithal edip, elektrik üretmemize karşı olan arkadaşlara da saygı duyuyorum.
Elektrik kesintilerine sinir olan, elektrik fiyatlarını çok yüksek bulan arkadaşlara da saygı duyuyorum.
Gerçek şu, gelişen ülkemizin enerjiye ihtiyacı var.
Bunun için Hes lerle, nükleer santrallerle üretim yapacağız.
Avrupanın güçlü ülkelerinin yaptığı gibi.
Bizim karşı olduğumuz şey, HES yada Nükleer santraller değil, bunların yapımında doğal yaşama maksumum özeni göstermeyen zihniyet olmalı, doğal sazlıkları kurutan, çevreyi atıklarıyla kirleten işletmelere göz yuman zihniyet olmalı.
Dünyanın en hızlı akan nehirlerinden biri ve en derin nehri Çoruh'un ( Amazon Nehrinden sonra dünyanın debisi en yüksek 2. nehri) Üzerinde bu zamana kadar Hiç HES kurulmamış. Hiç elektrik üretimi yapılmamış, sulamada verimli kullanılmamış, Rusya dan elektrik ithal etmişiz, bulgaristandan elektrik ithal etmişiz. Bunu da doğru bulmuyorum.Kalkınmayla çevreyi korumayı aynı anda başarabileceğimizi düşünüyorum.
Bunun için de ikisine de karşı ya da düşman olmamak lazım.
Çevre duyarlılığı ile gelişmeyi birlikte kabul etmek lazım.
Ülkenin sorunlarını görmezden gelip, HES lere karşıyım, nükleere karşıyım demek, en hafif tanımıyla kolaycılıktır.
Bana katılmayan arkadaşlara da saygı duyuyorum
Umarım onlar da kendisi gibi düşünmeyenlere saygı duyuyorlardır.

Evet bu yorumu can-ı gönülden destekliyorum.

İstanbulda yaşıyorum, Küçükçekmece gölü yemyeşil içinde canlı barınmıyor nerde ise, kimyasal sanayi atıklarından dolayı.

Trakyadaki ergene nehri ve bir çok dere de kimyasallardan içinde canlı barındırmıyor.
Nerede belediyeler takibini yapıyor mu? Arıtma tesisleri var mı yok mu inceliyor mu ?
Geçen hafta 12 saat elektrik kesildi İstanbul gibi merkezi yerde herkes ayaklandı.(Ben dahil)
Arıza santralleri kitlendi. Esnaf bu devirde böyle olur mu ?
Üretim durdu,dijital hayat kesildi vs vs.
Taktık lap topumuza vınn ımızı ama batarya bitti bir süre sonra elektrik olmadığı için şarj edemedik.
Acaba enerjiyi nasıl elde edeceğiz, nükleer santral yapmayın sakın haaa, Avrupa da dolu.
Hes kurma onu kurma bunu kurma.
Diğer devletler ilerliyor biz ne yapacağız duracakmıyız ?
Etrafımız yemyeşil olacak Hes imiz,nükleer santralimiz olmayacak, gaz lambası ve mum yakarak mı aydınlanacağız.
Ki onları bile enerji ile işleyerek elde ediyoruz.
Üretim nasıl sağlanacak yeldeğirmenleri ile mi ?
Türkiye de nüfus her sene 1 milyon artıyor,istihdamı ne ile sağlayacağız.
Çevreyi tahrip etmeden buna dikkat ederek enerjimizi elde etmeliyiz.

[Ramazan KİLLİ]

Nihayet filmi izledim tahmin ettiğim gibi etkileyici. Doğanın zarar görmesinden kim etkilenmez ki. Yap bir iki film, bir kaç köylümüzü topla eylem yap, çevreye duyarlı ol. Filmde çok etkileyici ve yanıltıcı bilgiler var. HES ler küçük derelere kurulan minik barajcıklar gibi gösterilmiş, sular borularla denize taşınıyormuş gibi anlatılmış... İtiraz edilen HES santralleri muhteşem büyüklükte, ülkemizin geleceğini etkileyebilecek devasa yatırımlardır. Çoruh üzerine kurulan barajlardan bahsediyorum.Yıllarca böyle uyuttular bizi. Bakalım başka ülkeler de sevmediğimiz nükleer enerjiyi nasıl kullanıyorlar.
Dünyada 442 adet Nükleer enerji santrali var. Türkiyede kaç tane : sıfır ,, neden tehlikeli....
Ülkeler enerji ihtiyaçlarını nasıl karşılıyor? Nükleer enerjiyi ne oranda kullanıyor bakalım.
Fransa: %77, Belçika: %58, Slovak Cumhuriyeti: %53, Ukrayna: %46, İsveç: %44, Macaristan: %39, G. Kore: %39, İsviçre: %36, Japonya: %34, Almanya: %31, Finlandiya: %31, İspanya: %27, İngiltere: %23, ABD: %20, Çek Cumhuriyeti: %20, Rusya Federasyonu: %15, Kanada: %13, Arjantin: %8, Güney Afrika Cumhuriyeti: %7, Hindistan: %4.
İlginç değilmi Fransa elektrik ihtiyacının yüzde 73 ünü nükleer enerjiden karşılıyor. Türkiye bir tane yapmak istediği zaman malum çevreler çok tehlikeli olduğunu söylüyor.
  Eğer filmde anlatılanlar doğruysa, dünyanın en büyük HES santrallerine sahip olan ülkelerin, doası mahvolmuş, canlı popülasyonu bitmiş, çölleşmiş, doğal yaşamı büyük yara olmış, doğasında hayvan yaşamayan zavallı ülkeler olması gerekmez mi ?
Amerika Birleşik Devletlerinin doğal yaşamı fakir midir? ABD ye elektrik satan KANADA ne kadar doğal yaşamı yıpranmış zavallı ülkedir değil mi
Çevremizde Bulgaristan, Gürcistan ve Rusya da yaşayan vahşi hayvan kalmamıştır değil mi? Neden yaptıkları devasa elektrik santralleri doğayı bitirmiştir öyle mi....  

Hangi enerji zengini ülkede doğa mahvolmuş durumdadır Arkadaşlar.....
Neden TÜRKİYE birşeyler yapmaya çalışınca, zenginleşmeye büyümeye çalışınca,
HES ler kötü, Nükleer enerji zararlı zararlı oluyor? Başkaları yapınca zararlıolmuyor?

Nacizane ben böyle değerlendiriyorum. Doğa düşmanı mıyım neyim