Selam,
Şuradaki mesajlara baktığımda işletilen avlakların işlerinin iyi gittiğini görüyorum. Bu biz avcılar için de iyi, bu işi ekmek kapısı olarak görenler için de iyi. Bunlara seviniyorum. Yalnız yazsam mı yazmasam mı tereddütte kaldığım bir şeyi paylaşacağım. Burada her şeyi buradan takip edip görebildiğime istinaden yazacağım.
Kendimi Rıdvan Bey'in yerine koyduğumda çok canım sıkılıyor. Kendi kendime diyorum ki, ya aynı şey benim başıma gelse ne olurdu? Herhalde Rıdvan Bey'in en son ifade ettiği şekilde davranırdım. Öte yandan diyorum ki, herhalde bu duruma yol açan karşılıklı telefon konuşmalarının bu şekilde sonuçlanacağı öngörülememiştir. Herhalde böyle olmuştur. Fakat burada yanlış olan bir şey var. Eğer avlanacak kuşların ne zaman mevcut olacağı veya olmayacağı önceden kestirilemiyorsa bunu açıkca söylemek lazım. Yani beyefendi şu anda o tarih için garanti veremiyoruz, şöyl şöyle yapın ya da eğer bir kapora falan alıp belirlenen bir tarihte avlatılabilecekse bunu da ciddi yapmak lazım. Özellikle uzaktan gelmek isteyenler bu gibi olaylarla bir iki karşılaşsa artık ciddiye almamaya başlarlar. Avlak işleticilerin Rıdvan Bey'e bir özür borcu var bence. Çünkü bence bu bir kusur.
Bunu şunun için yazdım, içimizin sineceği bir avlak işleticisine müşteri olabilelim. Yoksa ne Rıdvan Bey'i ne Ömer Bey'i tanımıyorum.
Herkese sevgiler, saygılar