Halil,
Neden Deliorman?? bu isimi neden kullaniyorlar bir fikrin varmi??
merak ettimde.
slms
Deliorman Bulgaristanda bir bolgeye denilior ordan isimlerini almislar
DELİORMAN , BULGAR KOPOYU!
(Ludogorsko Gonçe)
Bulgar Deliorman kopoyu standartı!
Dr. Todor Gaytanciev!
Yaınlama tarihi 1968!
Sınıflandırma:
Ef SE : 6. grup - orta büyüklükte kopoy sınıfı.
Tarihçe :
Bu ırk , barak ve köse barakla birlikte, Bulgaristan'ın en ünlü köpek ıklarındandır ve avcılıkta yüzlerce seneden beri büyük rol almıştır. Irkın tam nasıl oluştuğuna dayir kesin bilgiler yok ve sadece tahminlerde bulunuluyor.
Dr. Lokar'a göre çok eskiden, mö.(Elinilerin) yaşadığı Kuzey Batı Balkan Yarımadasında,
daha sonra da Keltler ve Yunanlılar da, bu ırka benzer köpeklere sahipmişler!
Başka bir teoriye göre, tüm Balkan Yarımadasındaki kopoylar, Asya kökenlidir, bu teori doğru kabul edillebilir, çünkü Türk av kopoyları şimdiki Deliorman kopoy ırkının oluşumunda, büyük rol oynamışlardır deniliyor.
Geçmişte, domuz avı için en uygun iri ve yuksek cins köpekler, iyi olduğu düşünülürmüş,
bunun için öyle köpekler geliştirilmeye çalışılmış, bunların oluşumu o zamanki Deliorman kopoyu ve Asiya kökenli, Türklerin getirmiş olduğu tazılarla çiftleştirilip oluşturulmuştur.
Bu oluşan iri kopoy ırkından bulgar avcıları memnun kalmamıştır,
çünkü bir avdan sonra başka av kovmamışlardır!
Nitekim bu da onları başka arayışlara itmiş, ve bundan sonra Deliorman cinsinden kopoyları ki, onların boyu daha alçakmış, yine Türk avcılarının getirdiği kopoylarla çiftleştirmişler, (onlar da alçak boylu imiş), bu çiftleştirmelerden oluşan kopoy ırkı, şimdiki
Deliorman kopoy ırkını, oluşturmuştur.
Bu kopyların değeri şöyle ölçülürmüş:
Köpek sınavı geçmesi için avcının önünden tavşanı 3 sefer geçirmesi gerekirmiş, bu şartı yerine getirirse notu (iyi) olup, değeri bir altın lira ile ölçülürmüş, 3 seferden sonra, tavşanı avcının önenden geçirebilirse, her geçiş için birer altın daha verilirmiş!
Bir efsaneye göre :
Mithat paşanın( Murat) isimli bir kopoyu varmış, o zamanlar Şumnu kenarlarında bir yarışmada 10 altın lira kazanmış,
bu da demektir ki, avcının önünden tavşanı 12 kere geçirmiş, Mithat paşa hazretleri o zaman Bulgarlara demiş:
-Kopoylarınıza sahip çıkın, çünkü onların başka bir benzeri yoktur!
Bulgar, Deliorman kopoylarının değerini bilen başka bir Osmanlı Padişahı daha var.
O da Osman Paşadır, Plevne savaşında esir düştükten sonra,
Padişahın çok değerli av silahları ve kafeslerde 6 adet Deliorman kopoyu varmış,
sorguya götürüldükten sonra ilk önce köpeklerinin beslenip beslenmediğini sormuş ve beslenmelerini rica etmiştir!
Boy:45-52sm. 42-50cm.
Genel görünüm:
çok güzel bir köpek, orta boyda, kısa, düzgün ve parlak tüylü.
Avcı için değişmez bir yardımcı, gerektiğinde evi de bekler ve aileye da sahip çıkar!
Huyu:
dengeli, sakin, cesur ve hırslı. Engebeli arazide dayanıklı, uzun saatler kovabilir, sahibine bağlı, yabancılara güvenmez!
Dış görünümü:
Tüy rengi atrasit siyahıdır, ayakların alt kısmında, kuyruğunun altı, kahverengidir.
Göğüs bölgesinde, burun üstü ve gözlerinin üstünde kahverengi benekler vardır.
Bazılarında kahverenkli ayak ve kuyruklarının altındaki kahverengini, siyahlar nerdeyse kapatmıştır.
Bazılarında da, göğüs bölgelerinde ve kuyruk ucunda beyaz renkler bulunur,
bunlar olabilir ama istenilir özellikler Değildir.
Kopoyun başka yerlerinde byaz benekler bulunursa,
bu Hata demektir ve onlar, ırkın bozulmaması için, çiftleştirilmezler!!!
Tüyü:
Kısa, sert, parlak ve vücuduna yapışık, alt tüyü iyi gelişmiş! Derisi gri- mavimsi, orta kalın ve esnek.
Ayak, (koltuk) altları ve karın altı, karın arka alt kısmı az tüylüdür.
Sırtında, arka ayaklarının üst bölgesinde ve kuyruğunun alt kısmında, tüyü, kısmen daha uzundur.
Kafası 20-25 cm. uzunlukta, biraz uzatılmış şekli vardır, kemik yapısı sağlam, kuru kaslı, görünümü vardır.
Kafa orta ağır, kafatası sağlam, uca doğru biraz inceliyor.
Kafa tepesi çıkık değil. Dudakları çok dolgun değil, iyi oluşmuş, düzgün bir şekilde çeneye yapışık.
Burun çisgisi düzgün, sonu çok hafif yukarıya dogru!
Kulaklar: Gözlerin hizasında, orta usunlukta, çok dolgun olmayıp, çok nazik te değiller, ince ipeksi bir tüyle kaplıdırlar.
Alt kısmı, yuvarlak, yanaklara yapışık bir şekilde sarkık dururlar!
Gözler: Büyük, yuvarlak, bakışları akıllı. Gözlerinde, sevgi ve çalışma isteği gözlenir.
Göz rengi kahverengi ve ya zeytin siyahıdır!
Gözrengi açık olmamalı!!!
Dişler: sağlam, porselen beyazı, köpek dişleri çok sağlıklı.
Boyn: orta uzun, güçlü, kafayla ve vücuduyla uyumlu bir şekilde bağlı.
Boyun vücut ağırlığını, öne taşıyor ve ön ayaklarının düzgün çalışmasına yardımcı oluyor, birnevi boyun direksyon görevi görür, bundan dolayı Deliorman kopoyu hızlı ve seri bir şekilde tavaşanı kovalarken sert dönüşler yapabilir!
Göğüs bölgesi geniş ve güçlü, göğüs kafesi hafif oval ve hangi açıdan bakılırsa bakılsın, ideal bir görünümü var.
Bu ırk kopoylar uzun kovmalarda çok dayanıklıdır!
Sırt, sağlam ve yay teli gibi, gergin ve düzgündür!
Ön ayakları kompakt bir kemik ve kas sistemi üzerne kurulmuş, göğüs kafesine düzgün bir şekilde yapışık.
Ayak patileri saglam ve parmak uçlarında kalın tırnakları var.
Ön patileri yuvarlak arka patileri ise biraz uzun, oval!
Kuyruğu biraz düşük, arka ayaklarının ortasına kadar uzanır, başlangıçta biraz kalın ve güçlü, sonuna doğru incelir, genelde düz bir şekilde durur ve ya aşağı dogru bakar, bazılarında uç kısmında, yani kuyruğun son kısmı, yukarıya doğru hafif eğilir.
Kovarken kuyruk kökünden, yuvarlak (dayresel) hareketler çizer!
"Halka" gibi yuvarlak, sağa ve ya sola eğik kuyruklar, bu ırkta istenilmeyen özelliklerdir!!!
Hangi avlarda kullanılır:
Yaban domuzu avında, tavşan avında bir uzmandırlar, başka yaban hayvan avlarında da kullanılırlar.
Fizik gücü çok yüksektir, koku duyusu Mükemmeldir, avı hızlı bir şekilde arar,
hava şartları ne olursa olsun, etkilenmez,
ayni şekilde arazi engebesinden de etkilenmez ve rahatlıka kovabilirler!
Yazarın bir notunu sizlere iletmek istiyorum:
Bu standart ırkın oluşumundan 30 sene geçmesine rağmen Bulgar av Federasyonu bu ırkı kayda aldırmamış ve Uluslararası Kinoloji Federasyonuna kayıt ettirmemiştir,
bu da ülkemizde (Bulgaristanda) ne kadar vurdum duymazlık olduğunun bir göstergesidir,
diyor yazar.
Yabancı metinden çeviri:
İbrahim Efendioğlu.
Saygılarımla.