Aslında telif hakkının izni gereken bir anı paylaşmak istiorum... Ne yazık ki hikayenin sahibini tanımadığım ve bulamayacağım için özür dileyerek ve somut yer zaman vermeden aktarıcam sizlere... yaşanmışgerçek bir olaydır... av doğa dergilerimizden birinde 2004 yılında editör imzasıyla yazılmıştır... ve işye hikaye: 2001 senesinde evlenirler,çok mutlu bir evlilikleri vardır... hiçbir sorunları yoktur adamın gizli olmayan sevadası hariç... daha flört yıllarındayken sigarasına ve avın akarışıyordur eşi... zamanla alışır heralde der adamcağız... fakat evlendikten sonra tartışmalar ve restler birbirini kovalar... artık iki tarafta birbirini kırmaya ve her geçen gün daha anlayışsız olmaya başlar... derken bir gün eşi şu resti çeker; ya sigara -av ya da ben ,seçimini yap!!! salonda buz gibi hava vardır... öyle ki salonun ortasında fişeklere dolmayı bekleyen saçmalar bile üşür... ikisi de koltukta oturuyordur... sehpanın üzerindeki küllüğe şöle bir bakar ve uzanır... yarın avda giyeceği kareli pamuk gömleği denemek için giymiştir adam... usulca cebinden bir tek çıkarır ve yakar... bir nefes çeker, ortamı gerginliğini de içine alıp boğmak istercesine... durur ,düşünür ... verice cevabı değil ama cevabın sonuçlarını düşünür... cevap bellidir kendince... Ve şöyle der: ''bak hayatım bana sigara mı ben mi dersen düşünmem bir saniye sürer '' der ve sigarayı küllüğe basar. '' ama hayatım bana av mı ben mi dersen düşünmem yine bir saniye sürer bu sefer sen de üzülürsün ben de üzülürüm '' der ve önüne bakar. işte o günden sonra nemi değişir... aslında hiçbişey... beklediğiniz gibi eşi kapıdan uğurlamaz hadi aslanım rasgele die.... sadece sessizce kabullenir bu sevdayı... nefretle karışık gizli bir saygı besleyerek... bu hikaye bizi istese de anlayamayacak olan tüm sevdiklerimize atfolunur....