Gönderen Konu: Aksaray malaklısı ve diyer anadolu çoban köpekleri geçmiş günümüz  (Okunma sayısı 4132 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Selim UYGUN

  • Üyelik Sonlandırıldı
  • *
  • İleti: 1086
  • Thanked: 1379 times
aksaray Malaklısı ya da diğer adıyla Türk Mastifi Anadolu`ya, özelikle de Aksaray ve yöresine özgü bir bekçi ve çoban köpeğidir. Aksaray ve civarında yapılan araştırmalar ve kazılarda ortaya çıkan çok eski tarihi belgelerde ve buluntularda günümüz Aksaray Malaklısına tıpatıp benzeyen ve o zamanlar “savaş köpeği” olarak kullanılan iri kemikli, büyük kafalı, sarkık dudaklı köpeklerin resimleri ve hiyeroglifleri mevcuttur konuya ekleme yapayım hitit dönemide elde belge ve bilgilerde Aksaray malaklısı köpeği anadaoluda bulunan en eski av köpeği ırkıdır .belgelenmiş  gerek çoban bekçi  köpeği gibi kullanılsada dönemim kral avlarından  aslan avında gösteren betimleyen pek çok kaya kabarması ve tabletler mevcudur .en az 4000-5000  yıllık köpek ırkımızdır .kimileri  duygusal  tarih türetmeye kalksada gerçek budur .geniş bozkırların aslan avı köpeği iri geyik ve domuz avlarıdada ve şavaşlarda kulanılmış hitit dönemi Anadolu mastifi ırkıdır aslında  ve diyer varyant(türeme) leri kangal ,akbaş  günümüzde güney afrikada çok tutulan bir çoban  köpeği olmasının altında bu genler yatar. çita, leopar gibi hayvanları sürüye yaklaştırmayan tek köpek türlerinin Anadolu çoban köpeklerinin  olması bundan kaynaklıdır. Avrupalı ve dünyada uyanık bilgili  insanlar ve devletler bunu çözeli 50-60 yıldan fazla olmuştur . bizim bir çok insanımız bu konudan bi haberdir . korunması kolanması gereken yerli ırk köpeklerimizdir .çünkü ana vatanları orta Anadolu olmasına rağmen  dünyada en fazla nüfüsları Amerika ve güney afrikadadır .diyer konuda dönemim avcılarının vurdukları hayvanlarının resimleri adak olarak  kaya kabarması yaptırmasıdır .vurduğu büyük iyi avlara şükran belitisidir . Anadolu nun dört bir yanıda yaygın olan  adak kabarmaları aslan , domuz keklik ,geyik ve yavruların vsvsvs betimler genelde
malaklılar benzerlik soydaşlık ise ak baş ve kangallar arasındaki fark akkaraman koyunu ile kangal koyunu arasındaki fark gibidir birinin varyantlarıdır (alt türleri )sadece bölgeye uyarlanma ilgili konudur .url=http://imgbb.com/][/url]







 Malaklı ırkına Aksaray Vilayetinde yetiştiği, Anavatanı bu bölge olduğu için Aksaray Malaklısı da denir. Bu Coğrafyada yüzyıllardır insanların en önemli geçim kaynağı hayvancılıktır, dolayısıyla çok sayıda küçükbaş ve büyükbaş hayvan sürüleri bulunmaktadır. Bu sürülerin koruma ve bekcilik (güdülmesi) eski çağlardan beri bu bölgenin kendi köpekleri ile yani Malaklı köpekleri tarafından yapılmaktadır. Malak kelimesi Aksaray yöresine ait bir terimdir ve anlamıda dudak demektir, bu köpeklere Malaklı denmesinin ırkı aslında aynen Kangal da olduğu gibi –Anadolu çoban köpeğidir– zira Aksaray İli ve çevresi Anadolu nun tam göbeğindedir. Bu Bölgede yetişen ve bu Bölgeye ait olan bu köpeklerde Anadolunun köpeğidir, ancak isimleri daha yeni yeni Halk arasında duyulmaya başlamıştır bunun en büyük sebebi bu MalaklıÜreticilerin Malaklı yavrularını yıllardır Kangal altında satışa çıkarmaları ve bu şekilde tanıtmalarıdır. Bu sayede şu an Dönyanın dört bir yanında insanlar köpeklerinin Malaklı olduğunu bile bilmemektedir. Her ne kadar Malaklı da Kangal gibi Anadolu çoban köpeği olsada Sivas yöresinin köpeği olan Kangal dan bazı fiziksel farklılıklar gösterdiği için son zamanda yapılan Kangal festivallerinde Kangal üreticilerinin bir çoğu bu ırkın Festivallerde ayrılmasını talep etmişlerdir. Bu talepleri dikkate alınmaya başlanmıştır ve, artık Irk kendi yöresel ismini taşıma yoluna gitmiştir.f0e0b2604e Malaklı Kangal a göre daha iri yapılıdır, özellikle kafa ve ayaklarda bu fark bariz belli olur dudakları (Malakları) büyük ve sarkık olur, omuz yüksekliği erkeklerde 75-95 cm, dişilerde 65-85 cm dir. Çok nadir olmakla birlikte 100 cm nin özerinde erkekler vardır.Ağırlıkları erkeklerde 70-120 kg Dişilerde 50- 80 kg. Renkleri çoğunlukta boz karabaş ve sarı karabaştır, ancak akbaş ve ala renkte olan Malaklı larda mevcuttur. Vücutları çok kalındır bu yüzden dışarıdan bakıldığında hantal ve tembel gibi dururlar, ancak gerçekte çok seri ve hızlı köpeklerdir. Karakteri genelinde serttir, yabancı ve kötü niyetli insanlara karşı son derece saldırgandır o yüzden koruma köpeği olarak mükemmel ırktır. Diğer köpeklere karşı saldırgan olması, Malaklı ırkının köpek dövüşlerinde kullanılması neredeyse sadece bu konuda büyük, şöhret kazanmalarına yol açmıştır.Malaklı-Resimleri image

upload[/url]







 Malaklı Özellikleri:
 Malaklı, diğer adları ile Aksaray Malaklısı, Anadolu Mastifi, Anatolian Mastiff Türkiye’ye özgü bir çoban köpeğidir. Bu köpek cinsinin anavatanı Aksaray’dır. Bu yüzden Aksaray Malaklısı olarak anılır. Aksaray dışında Balıkesir, Denizli, Burdur, Kahraman Maraş, Erzurum Ağrı gibi illerde de yetiştirildiği bilinmektedir. Aksaray civarında yöresel bir kelime olan “Malak” dudak anlamına gelmektedir. Bu köpek cinsinin dudakları aşağı doğru sarkık olduğu için yöre insanı Malaklı ismini kullanmışlardır.Aksaray-Malaklısı
 Malaklı cinsi köpekler cinslerinden bahsedilirken düşülen en büyük hata bu köpek cinsinin benzer yapısı olduğundan dolayı Kangal köpek ırkı ile karıştırılmasıdır. Malaklı cinsi köpekler Kangal sanılmakta veya lanse edilmektedir. Malaklı ve Kangal arasındaki en belirgin özellikler, Malaklının dudak kısmının aşağı doğru sarkık olması ve kafasının kangala göre daha büyük olmasıdır. Renk ve fiziki diğer açılardan birbirlerine son derece benzemektedirler.201307081624_DSC_0294mmm
 Anadolu Malaklısı büyükbaş hayvanları korumakta çok ustadırlar. Kurt gibi bir çok vahşi hayvandan asla korkmadan sürüsünü korurlar. Son derece güçlü ve çevik köpeklerdir. Malaklı cinsi köpeklerin kökeni çok eski tarihlere dayanmaktadır. İlk Anadolu uygarlıklarından bu yana yaşadığı, soyunun devam ettirildiği bilinmektedir.
 Renkleri genellikle beyaz, krem rengi olup burun kısmı siyahtır. Kafa kısımları oldukça büyüktür. Malaklılar genellikle 65-125 kilo arasında olup 150 kilo ağırlığa ulaşabilirler. Türkiye’de bir ırk olarak kabul edilseler de yurtdışında ırk oluşu henüz onaylanmamıştır. Türk Çoban Köpeği olarak bilinirler. Hititler ve Sümerliler zamanından bu yana var olduğu düşünülmektedir.
 Malaklıların sağlıklı yaşaması için bahçeli evler ve geniş araziler şarttır. Büyük köpek ırkları arasında olduklarından dolayı uzun egzersizlere ihtiyaç duyarlar.Malaklı Özellikleri:    url=http://imgbb.com/][/url]

Powered

by

Imgbb






 Malaklı, diğer adları ile Aksaray Malaklısı, Anadolu Mastifi, Anatolian Mastiff Türkiye’ye özgü bir çoban köpeğidir. Bu köpek cinsinin anavatanı Aksaray’dır. Bu yüzden Aksaray Malaklısı olarak anılır. Aksaray dışında Balıkesir, Denizli, Burdur, Kahraman Maraş, Erzurum Ağrı gibi illerde de yetiştirildiği bilinmektedir. Aksaray civarında yöresel bir kelime olan “Malak” dudak anlamına gelmektedir. Bu köpek cinsinin dudakları aşağı doğru sarkık olduğu için yöre insanı Malaklı ismini kullanmışlardır.
 Malaklı cinsi köpekler cinslerinden bahsedilirken düşülen en büyük hata bu köpek cinsinin benzer yapısı olduğundan dolayı Kangal köpek ırkı ile karıştırılmasıdır. Malaklı cinsi köpekler Kangal sanılmakta veya lanse edilmektedir. Malaklı ve Kangal arasındaki en belirgin özellikler, Malaklının dudak kısmının aşağı doğru sarkık olması ve kafasının kangala göre daha büyük olmasıdır. Renk ve fiziki diğer açılardan birbirlerine son derece benzemektedirler.

free
 Anadolu Malaklısı büyükbaş hayvanları korumakta çok ustadırlar. Kurt gibi bir çok vahşi hayvandan asla korkmadan sürüsünü korurlar. Son derece güçlü ve çevik köpeklerdir. Malaklı cinsi köpeklerin kökeni çok eski tarihlere dayanmaktadır. İlk Anadolu uygarlıklarından bu yana yaşadığı, soyunun devam ettirildiği bilinmektedir.
 Renkleri genellikle beyaz, krem rengi olup burun kısmı siyahtır. Kafa kısımları oldukça büyüktür. Malaklılar genellikle 65-125 kilo arasında olup 150 kilo ağırlığa ulaşabilirler. Türkiye’de bir ırk olarak kabul edilseler de yurtdışında ırk oluşu henüz onaylanmamıştır. Türk Çoban Köpeği olarak bilinirler. Hititler ve Sümerliler zamanından bu yana var olduğu düşünülmektedir.
 Malaklıların sağlıklı yaşaması için bahçeli evler ve geniş araziler şarttır. Büyük köpek ırkları arasında olduklarından dolayı uzun egzersizlere ihtiyaç duyarlar     

İTİT DÜNYASINDA HAYVANLAR Anadolu’nun yüksek arazileri, Tunç Çağının sonunda (yaklaşık MÖ 1600-1200) hayvan çeşitliliği bakımından günümüze göre daha zengindi. Aslanlar, leoparlar, ayılar, kurtlar, yaban domuzları, dağkeçileri, ceylan ve özellikle geyik, Geç Tunç Krallığı Hitit İmparatorluğu’nun merkezi olan Orta Anadolu’da hala gezinmekteydi. Kartal ve doğanların da içinde bulunduğu çok çeşitli kuş türleri de bu bölgede yaşamaktaydı.[url=http://imgbb.com/]




image

upload




Powered

by

Image

Hosting




image

hosting




image

upload

for

forums




image

hosting

for

forums




free

image

hosting








Powered

by

Image

Hosting





Anadolu’nun yüksek arazileri, Tunç Çağının sonunda (yaklaşık MÖ 1600-1200) hayvan çeşitliliği bakımından günümüze göre daha zengindi. Aslanlar, leoparlar, ayılar, kurtlar, yaban domuzları, dağkeçileri, ceylan ve özellikle geyik, Geç Tunç Krallığı Hitit İmparatorluğu’nun merkezi olan Orta Anadolu’da hala gezinmekteydi. Kartal ve doğanların da içinde bulunduğu çok çeşitli kuş türleri de bu bölgede yaşamaktaydı. Yabani hayvanların bolluğuna karşın, 2. binyıl sonunda avlanma artık ana besin bulma yöntemi değildi. Bölgedeki köylerde ve kent merkezlerinde yaşayanlar besin kaynağı olarak sığır, koyun ve keçi yetiştiriyordu. Hayvancılık ve tarım Hitit ekonomisinin bel kemiğini oluşturuyordu. Çiftlik hayvanlarının yanı sıra, köpek ve domuzlar da ev ekonomisinin bir parçasıydı. Bir kaynakta Tanrıça Kamrusepa’nın, bir kişinin evini ve ocağını, arazisini ve ona bağımlı olanları, sığırlarını ve koyunlarını ve hatta yavru domuz ve köpeklerini arındırdığından bahsedilmektedir. Ağırlıklı olarak askeri işlerde kullanılan atlar, zenginlerin mülkiyetindeydi. Evcilleştirilmiş kedi ve tavuklar ise Anadolu’da henüz bilinmiyordu. Hitit yasalarında, hayvancılık üzerine, özellikle hayvanların çalınması ve sakatlanması durumunda ciddi para cezalarını içeren maddeler yer alıyordu. Hititlere ait bu yasalar ve diğer belgeler hayvan dünyasını iki değişik grupta toplamıştı: Suppala yani insan kontrolünde yaşamış evcilleştirilmiş hayvanlar ve Huitargimras “arazi hayvanı” yani insanların yaşadığı yerlerden uzakta, insan kontrolünde olmadan yaşayan yabani hayvanlar. Bu temel ayrım sadece hayvanların nasıl kullanıldığına göre değil -biri besin kaynağı olarak, diğeri değil- insanlar tarafından nasıl görüldüklerine göre de oluşmaktaydı. Bir şenliğe ait metinde belirtildiği gibi ve Hititlerin dini ideolojilerinde sahip oldukları özel rollere göre yabani hayvanlar “tanrıların hayvanları” (siunashuitar) idi. Hayvanlar ve Krallar Bu döneme ait bilgilerimizin tamamı, Hitit saraylarının kalıntılarından (ikonografik ve arkeolojik) ve yazılı kaynaklardan edinilmektedir. Bu nedenle Anadolu’daki Geç Tunç Çağı yaşamını anlamak ve cevaplar bulmak için Hititlerin dünya görüşlerini anlamak ve onların bakış açısıyla bakmak gerekir. Hitit tarihinin başından beri kullanılan krallık simgeleri olan aslan ve kartalın Hitit ideolojisinde önemli bir yeri vardır. MÖ 17. yüzyılda özellikle I. Hattuşili kendini büyük bir aslan olarak tanımlamıştır. Kendi emri altındaki bir krala yazdığı bir mektupta onu “aslanın (Hattuşili’nin) tarafını tut ve tilkinin (düşmanın) tarafını tutma” diye uyardığı görülür. Hattuşili’nin yönetimde olduğu süre boyunca pek çok benzer aslan tasviri görülür. Hitit tarihinin büyük bir kısmı boyunca büyük başkent Hattuşa’nın girişinde bulunan Aslanlı Kapı, ziyaretçileri etkilemek ve buranın krallık şehri olduğunu belirtmek için yapılmıştır.

Yazan:  Billie Jean Collins


KÖPEKLER



İnsan ve köpek arasındaki ilişki, farklı yönde gelişen ve en ilgi çekici ilişki olmuştur. Bu ilişkinin tarihsel yolculuğuna çıkıldığında, bu yolculuğun başlangıcının her zaman değişme yönünde olduğu, hala yeni bulguların elde edildiği görülür.
url=http://imgbb.com/][/url]

Powered

by

Imgbb








free

image

upload














Powered

by

Free

Image

Hosting




İnsan ve köpek arasında başlayan ve gelişen bu birliktelik, acaba köpeklerin bir isteği mi yoksa insanoğlunun bir çabası sonucu mu oluşmuştur? Her ne olursa olsun sonunda bu istek, belki de sağlam temellere dayalı en iyi birlikteliğin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Tarihte ilk evcilleştirilen hayvan türü olarak kabul edilen köpeğin evcilleştirilmesinde, istek ister köpeğin kendisinden isterse insanoğlundan gelmiş olsun, her iki tarafın da menfaatine bir yaklaşım söz konusudur. Bu ilişkinin, geçmişte yaşayan insanların, yemek artıklarını, özellikle de av hayvanlarının artıklarını, yaşadıkları yerlerin etrafına bıraktıkları zaman köpeklerin bunları yemek için buralara kadar sokulması sonucunda yavaş yavaş başladığı düşünülür. Bugünkü davranışlar, vokalizasyon, morfolojik ve moleküler biyolojik çalışmaların kombine sonuçları, köpeğin atasının kurt olduğunu gösterir. Köpek dışında kalan diğer türler, eti için evcilleştirilirken, eti ve derisi pek kullanılmayan köpek, özellikle üstün koku alma yeteneğiyle insan emri ve denetimi altında avcılık ve bekçilik görevlerini üstlenmiştir. İnsanoğlunun avcılık ve bekçilik işlerinde kendine bir arkadaş ararken, köpeğin besine kolay ulaşmak için insanoğlunu kullanma arzusu, bu ilişkinin başlamasında muhtemel bir etken olmuştur. Bu birlikteliğin ne zaman başladığına dair somut kanıtlar, yapılan bazı arkeolojik çalışmalarla ortaya konulmaya çalışılmıştır. Köpeklerin ilk evcilleştirilmesinin, tarım devrimi öncesinde, Mezolitik Dönemde meydana geldiğine dair genel bir kanı söz konusudur. Hatta birçok araştırmacı bu konuda hiç şüphe olmadığını ileri sürer. Elimizdeki mevcut kanıtlara göre köpeklerin en eski kalıntıları, tüm beklentilerin aksine Kuzey Amerika’da bulunmuştur. Bu kalıntılar sağ üst çene kemiği parçası, bir çift alt çene kemiği ve sol alt çene kemiği olmak üzere Idaho’da Birch Creek Vadisi’ndeki Jaguar Mağarası’nda ortaya çıkarılmıştır. Elbette yapılan radyokarbon tarihlendirmeleri, bu kalıntıların çok eski döneme ait olduğunu doğrulamakta ve bunların orijinlerinin MÖ 8400’e ait olduğunu göstermektedir. Avrupa’da ilk evcil köpek bulguları, Almanya’daki Senckenberg bataklığı ve İngiltere’deki Starr Carr’da keşfedilmiştir. Bu iki bulgu, aşağı yukarı eş zamanlıdır. Starr Carr’daki buluntular radyokarbon analizi sonucu MÖ 7538±350’e tarihlendirilmektedir. Almanya Senckenberg bataklığındaki köpek, daha primitif bir tip olup kurda daha yakındır. Buna karşın Starr Carr köpeği Degerbøl’e göre gerçek evcil bir köpek gibi görünür. Yakındoğu’nun ilk evcil köpek bulguları ise çok daha sonraki bir döneme tarihlendirilmiştir. MÖ 7000 yılına tarihlenen bu köpek buluntuları, Anadolu’da Çayönü’nde bulunmuştur. Bununla birlikte kutsal anlamda ilk köpek iskeleti kalıntıları ise Anadolu’da Değirmentepe’de ortaya çıkarılmıştır. İnsanın köpeklerle olan ilişkisi, sadece av ve bekçilik partneri olarak değil aynı zamanda yaşadıkları evlerini de onlarla paylaşacak yönde olmuştur. Bunun en güzel örneği, Yakındoğu’da (İsrail’de Yukarı Ürdün Vadisi’ndeki Huleh Gölü yakınında Ein Mallah yerleşiminde) bir insan ile beraber gömülmüş, yaklaşık 4-5 aylık evcilleştirilmiş kurt ya da köpek yavrusu olduğu düşünülen bir kalıntının ortaya çıkarılması olmuştur. Bu buluntu, insan-köpek ilişkisinin farklı bir boyutunu gösteren en önemli bulgu olarak değerlendirilmiştir. Özellikle günümüzden yaklaşık 12 binyıl öncesine tarihlendirilen bu yerleşimde yaşayan avcı-toplayıcı insanların, köpekleri avcılık ve bekçilik dışında evlerinde pet hayvanı olarak da yetiştirdiklerinin bir göstergesi olarak değerlendirilmiştir. Yazan :  Vedat ONAR
yerli sığırlarımızdan güney -güney doğu sarısı ırkıda hitit dönemi ne dayanan bir sığır ırkı süriye ırak Lübnan İsrail mısır ortak sığır ırkıdır en eski sığırırklarından biri kendine has eti aroması sütü bulunur . nesli hızla azmaktadır . günümüzde en fazla kilis sığırı verimli yerli ırkımızdır . diyer eski bos taurus yaban sığırı kökenli yerli ırkımız ise boz ırktır .av hayvanları arasında geçen manda camız  bildiğimiz   akdeniz mandası grubundan  Anadolu mandasıdır  hala yetiştirdiğimiz Anadolu mandası milyon yıldır görüşü ve özelikleri deyişmememiştir.sadece yabani versiyonu evcilleştirilmiştir .çok önemli bir hayvandır  gen kaynağı olarak  15-17 yüzyıl Osmanlı miyatürlerinde  oyıllarda bile av hayvanı olarak yabani sığırla birlikte avlandığı görülen bir  av hayvanı idi yabani manda (camız, kömüş ,malak vsvs) ikinci konu ise dikkat çekmek isteğiğim anadoluda doğalda tavuk bulunmaz hiç bulunmadı tarihte tavuk yabani orman tavuğu hint ve çin hindide ilk defa evcilleştirip dünyaya sonradan yayılan bir hayvandır . tüm tavukların atası 4 yaban tavuğunundan ikisi,  kırmızı orman tavuğu ve gri orman cins tavuğudur.bu tavuklar hint ve çin hindi ormanlarında yaşarlar yarı uçudur .1.5 kg felan gelir horozları  tavukları ise yılda sadece 10-15 yumurta yapar doğada bakabileceği yavru kadar sülüne benzer bir hayat sürerler tavuk büyük ihtimal ile büyük iskenderin anadoluyu fethi den sonra  arkasına taktığı 10 binlerce işsiz eli boş insanlarla hindistandan fethine gitmiş geri dönüşlerinde ise yeşilbüyük papağanla (İskender papağanı) beraber anadolu ya getirdikleri sanılıyor .mö 333-334 gibi
 




Powered

by

Image

Hosting












image

hosting








post img




« Son Düzenleme: 07 Aralık 2016, 19:39:09 Gönderen: Selim UYGUN »