Gönderen Konu: Japonya da bir CAMİİ  (Okunma sayısı 10380 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Süleyman MUSUL

  • AvlakForum Üye
  • *
  • İleti: 95
  • Thanked: 2 times
  • İncesuluyum , olmazoluyum . . .
Japonya da bir CAMİİ
« : 26 Şubat 2014, 00:38:49 »
Dünya da konum itibariyle güneş doğudan ilk japonya da doğar.Burada okunur ilk sabah ezanı , bu ezanın okunduğu Türk Camii ni M.Kemal ATATÜRK yaptırmıştır.

Caminin adı Tokyo Jamii Mosque , tokyo camii olarak geçmektedir.
"Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi...
bilmez ki sorsun, bilse sorardı."
Zor günler içinde öyle bir zorbey ol ki karanlıklara ışık tut . . .Türk oğlu !
İHRAÇ FAZLASI ÖZELHAREKAT POLİSİ !!!
 

Çevrimdışı Hasan AKSU

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 1293
  • Thanked: 242 times
Ynt: Japonya da bir CAMİİ
« Yanıtla #1 : 26 Şubat 2014, 09:20:21 »
Ne güzel maşallah, resmi yokmu?
1981 / Samsun / Malatya
 
The following users thanked this post: Ergün ALTIN

Çevrimdışı Murat TEPE

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 801
  • Thanked: 205 times
Ynt: Japonya da bir CAMİİ
« Yanıtla #2 : 26 Şubat 2014, 09:44:19 »
TOKYO CAMİİ’NİN TARİHÇESİ

1917 yılında Rusya’da meydan gelen Bolşevik İhtilali’nden sonra Orta Asya ülkelerinde yaşayan Müslümanlar çeşitli işkence ve zulümlere maruz kaldılar. Hayatlarını kurtarmak için o bölgede yaşayan müslümanlar başka ülkelere göç etmeye başladılar. Bir kısmı, Orta Asya’dan Sibirya demiryolu ile Mançurya’ya gelerek yerleşmiş, bir kısmı da küçük çaplı ticaret vesilesiyle Kore ve Japonya’ya yerleşmeye başlamıştır.   
 
Ülkelerinden kaçıp Mançurya’ya yerleşen sığınmacıların pasaportları olmadığından başka ülkelere gitmek için vize alamıyorlardı. Ancak o dönem Japon hükümetinin 1.500 Yen teminat karşılığında vize verdiğini öğrendikten sonra, 1920’li yıllarda Mançurya’ya sığınan Kazan Türkleri Japonya’ya gelmeye başladılar.
 
Kazan Türkleri kısa zaman içerisinde Japonya’daki hayata ayak uydurdular. Özellikle Japonya’nın iklimi onlara hoş geldi. 1922 yılında Tokyo’da meydana gelen büyük depremden sonra, Amerikan Hükümeti Tokyo’daki yabancılara yardım için ülkesine davet etmesine, hatta Yokohama Limanı’na Özel gemi göndermesine rağmen Kazan Türkleri bu daveti kabul etmediler ve Japonya’dan ayrılmayı istemediler.
 
Japonya’ya ilk gelen Kazan Türkleri Kobe ve Tokyo şehirlerine yerleştiler. Tokyo da ilk yerleştikleri bölge ise Okuba semtidir. Abdulhay Kurban Ali (1890-1972)’nin Japonya’ya gelmesiyle Japonya’ya gelen Kazan Türkleri daha organize olmaya başladılar ve 1922 yılında Abdulhay Kurban Ali’nin başkanlığında Mehalle-i İslamiyye adıyla bir dernek kurdular. Kazan Türklerinin T.C. vatandaşı olmasından sonra, 1953 yılında, bu derneğin adı Tokyo Türk Derneği olarak değişmiştir.
 
1933 yılında Abdurreşid İbrahim’in Japonya’ya gelmesi, Japonya’ya sığınan Kazan Türkleri için ikinci bir dönüm noktası olmuştur. Zira Abdurreşid İbrahim bu tarihten önce Japonya’ya yaptlığı seyahatler esnasında bir çok Japon devlet adamıyla tanışmış ve dostluk kurmuştur. Bu ilişkiler çerçevesinde, Kazan Türklerinin hayatını daha da kolaylaşmıştır. Abdurreşid İbrahim 1944 yılında Tokyo da vefat etmiş olup, Tamareien Mezarlığı’nda medfundur. 
 
Kazan Türkleri giderek artan çocukların eğitim ihtiyacını karşılamak için 1927 yılında Japon Hükümetine okul açmak için müracaat ettiler. Alınan izinden sonra, Shinokubo semtinde bir bina kiralayarak 1928 yılında Mekteb-i İslamiye adıyla bir okul açtılar. Ayrıca bu binanın bir bölümünü mescid olarak da kullandılar. 1931 yılında Tomigaya semtinde bir bina alınarak okul binası buraya taşındı. Mektebi İslamiye’de öğrenciler Türk ve Tatar hocalardan Türkçe, Tatarca, İngilizce ve Rusça öğreniyorlar, ilkokul müfredatındaki bütün dersleri de Japonca okuyorlardı. Okulda, milli ve manevi duyguların çocuklara aktarılması için çeşitli aktiviteler düzenliyorlardı. Tiyatro oyunları bu gaye ile gerçekleştirilen faaliyetlerin bir çeşidi idi.
 
Daha sonra birkaç Japon şirketlerinin yardımı ile Shibuya semtindeki bir arazi satın alındı ve bu araziye 1935 yılında okul binası yapılarak, okul Tomigaya’dan buraya taşındı. 1938 yılında ise okulun yanındaki arazi üzerine Tokyo Camii inşa edildi.
 
Müslümanların dini ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayan Tokyo Camii’nde zamanla çeşitle hasarlar meydana gelmeye başladı. 1986 yılında Cami binası yıkıldı. Daha sonra cami ve okulun bulunduğu arazi, cami yapılması şartı ile T.C. Devleti’ne hibe edildi.
           
1. Tokyo Camii’nde aşağıda isimleri yer alan İmam Hatipler görev yapmışlardır:
 
Abdulhay Kurban Ali Tokyo camii’nin ilk imamı’dir.
Abdurreşit İbrahim (1938 ila 1343 yılları arası)
Türkistanlı Emin İslami (1943 ila 1950 yılları arası)
Şerifullah Miftahuddin (1950 ila 1969 yılları arası)
Aynan Safa (1969  ila 1983 yılları arası)
Hüseyin Baş (1979 ila 1983 yılları arası)
   
YENİ TOKYO CAMİİ’NİN YAPILIŞI
 
Arsa mülkiyetinin T.C. Devleti’ne geçmesinin ardından 1997 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı’nda bir çalışma başlatılarak Tokyo Cami Vakfı kurulmuştur. Vakıf Kurucuları arasında dönemin Diyanet İşleri Başkanı M. Nuri Yılmaz, Diyanet İşleri Bşk. Yrd. Sami Uslu, Diyanet İşleri Başkanlığı Emekli 1. Hukuk Müşavirleri Ahmet Uzunoğlu ile Şemsettin Yazırlı yer almıştır. Daha sonra 30 Haziran 1998 tarihinde caminin temeli atılarak, iki yılda tamamlanmış ve cami 30 Haziran 2000 tarihinde ibadete açılmıştır.
 
Cami açılışını Devlet Bakanı Fikret Ünlü, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz ve Tokyo Büyükelçisi Yaman Başkut yapmıştır. Açılışa Japon hükümet temsilcisi, Shibuya Belediye Başkanı, İslam Ülkeleri Büyükelçileri, Türk ve Japon basın mensupları, Japonya’da İslami faaliyet gösteren dernek temsilcileri ve büyük bir cemmat topluluğu katılmıştır.
 
Maddi-manevi pek çok zorluğun üstesinden gelip Tokyo Camii'nin yeniden vücut bulmasında emeği geçen tüm şahısları şükranla anıyor, ahirete irtihal edenlere Cenab-ı Hak'tan rahmet diliyoruz.

Kaynak: http://www.tokyocamii.org

KAYSERİ / 1976
Beretta 686 Spz.-12, Franchi Affinity-12
Waffen-16
Akus Spz-20-28-36
 

Çevrimdışı Süleyman MUSUL

  • AvlakForum Üye
  • *
  • İleti: 95
  • Thanked: 2 times
  • İncesuluyum , olmazoluyum . . .
Ynt: Japonya da bir CAMİİ
« Yanıtla #3 : 26 Şubat 2014, 15:48:17 »
İşte bu forum bu yüzden güzel , herkesin katkısı ile daha güzel oluyor.
Eline sağlık murat abi.
"Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi...
bilmez ki sorsun, bilse sorardı."
Zor günler içinde öyle bir zorbey ol ki karanlıklara ışık tut . . .Türk oğlu !
İHRAÇ FAZLASI ÖZELHAREKAT POLİSİ !!!
 
The following users thanked this post: Resul TOPAL

Çevrimdışı Ahmet ŞAKİROĞLU

  • Onursal Üyemiz
  • *****
  • İleti: 3339
  • Thanked: 282 times
  • ZEHİR AVCI
Ynt: Japonya da bir CAMİİ
« Yanıtla #4 : 26 Şubat 2014, 16:04:58 »
Süleyman Bey ve Murat Abi Paylaşım için teşekkürler...

Dediğin gibi İslamın sancaktarlığını yapan bir milletede böyle bir cami yaraşırki Osmanlının eserlerini heryerde görmek mümkündür ama 9 yıl Japon Dili Ve Edebiyatı okuyan biri olarak  yıllardır tartışılan bir konuya değinmek istiyorum ama bundaki amacım eleştirmek veya doğru yanlış tartışma yaratmak değil zaten ATATÜRK'te tartışılacak veya eleştirilecek bir lider önder değil adı üstünde ATATÜRK...Atatürk yapacağını fazlasıyla ülkemiz milletimiz için yapmış...Ama.....

Bu caminin Atatürk tarafından yaptırıldığına ait hiçbir belge veya kanıt yok...Bu cami Kazan Türkleri tarafından yapılmıştır...Biri taş atmış kırk akıllı çıkarmaya çalışıyor.Doğru söylemek gerekirse Sezarın hakkı sezara...Birileri ortalığı karıştırmak için araştırmadan etmeden yazıyor çiziyor amaçları belli....

Tokyo caminin resmi websitesindede zaten Atatürke ait bir belge veya onun yaptırdığına dair bir iz yok...

http://www.tokyocamii.org/publicViews/article/sayfacesit:10/language:2


İnşası:
Vakfımızın Diyanet İşleri Başkanlığı ile işbirliği halinde gerçekleştirdiği hizmetlerin başında Tokyo – Türk Camii’nin inşası gelmektedir. Vakfımızın esas kuruluş amacı da, bu caminin inşa edilmesidir.
 
Tarihçesi:
Vakfımızca inşa edilen Tokyo – Türk Camii’nin yerinde eskiden bir cami bulunmaktaydı. Bu cami, 1917 yılında Rusya’da meydana gelen ihtilalden sonra komünist rejimden kaçıp Tokyo’ya yerleşen Kazan Türkleri tarafından 1938 yılında inşa edilmişti.
Bu cami, Tokyo şehrinde inşa edilen ilk İslâm mabedidir.
Caminin zamanla harap hale gelmesi üzerine Tokyo’da yaşayan Kazan Türkleri, 1988 yılında cami ile yanındaki okul binasını T.C. Hazinesi’ne bağışlamışlardır.
İşte bugünkü Tokyo – Türk Camii, bu arsa üzerine inşa edilmiştir.
 
Tokyo – Türk Camii’nin Özellikleri:
                Tokyo – Türk Camii’nin mimari projesi, 16. asır klasik Türk – Osmanlı mimari üslûbunda hazırlanmıştır.
                Camide, Türk İslâm güzel sanatlarından hüsn-ü hat, kalemişi tezyinat, çini, alçı pencere (revzen), ahşap yapı elemanları, taş ve mermer işleri, 16. asır üslûbunda başarılı bir şekilde uygulanmıştır.


Kaynak:http://dshvakfi.org/hizmetler/14/tokyo-camii/
« Son Düzenleme: 26 Şubat 2014, 16:53:01 Gönderen: Ahmet ŞAKİROĞLU »
Ahmet ŞAKİROĞLU(AB R+)
1982/KAYSERİ
Kayseri Merkez Avcılar ve Atıcılık Kulubü
''AV MÜBAH,ODA KAHKAH''
www.anadoluaksesuar.com
 

Çevrimdışı Cüneyt ÖZDEMİR 06

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 393
  • Thanked: 76 times
Ynt: Japonya da bir CAMİİ
« Yanıtla #5 : 26 Şubat 2014, 16:27:39 »
http://www.diyanetislam.com/japonya.html diyanetin japonya ansiklopedisinde de ben buna dair bir şey bulamadım sadece bu var ve tek bir kelime Mustafa Kemal anlatılmamış. ayrıca http://www.tokyocamii.org/publicViews/article/sayfacesit:10/language:4 tokya camisi web sitesinde de tek kelime söz edilmemiş
Japonya’da gerek İslâmiyet’in yayılmasında gerekse Tokyo Camii’nin planlanıp eğitim ve öğretim faaliyetlerinin yürütülmesinde en başta gelen isimlerden biri Kazanlı âlim Abdürreşid İbrahim’dir. İlk defa 1908’de gerçekleştirdiği Uzakdoğu seyahati esnasında Japonya’ya uğrayan Abdürreşid İbrahim 1934’te ailesiyle birlikte Tokyo’ya yerleşti. Tokyo Camii’nin inşasında önayak olduğu gibi 1941’de vefatına kadar buranın imamlığını yaptı. Ayrıca İslâmiyet’in Japonya’da resmî dinlerden biri olarak tanınmasında büyük gayretleri oldu.
  • Breda süper poze
  • Wizard otomatik
  • Deutsch drahthaar Darko
Cüneyt ÖZDEMİR
1985 AFYON-ANKARA
 

Çevrimdışı Ziya ÇOBANOĞULLARI

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 2704
  • Thanked: 1487 times
  • Avın başı rasgele sonu nasiptir.
Ynt: Japonya da bir CAMİİ
« Yanıtla #6 : 26 Şubat 2014, 16:48:00 »
Murat TEPE Kardeşim Allah(c.c) razı olsun.
Net bilgilendirme için teşekkür ederiz.
Yeryüzünde Ezan-ı Muhammedi hiç dinmez 24 saat durmadan Yerküreden ezan sesleri yükselir.

İslâm'a İnsanlığa Vatan'a Millet'e Devlet'e halis niyetle hizmet edenlerden Allah(c.c) razı olsun
  • Belçika Piper Çakmaklı Çifte(Constantinople-Lazaro Gabay)
  • Çifsan Çsp 555 Süperpoze
  • Sarsılmaz Concorde Yarı otomatik
  • Luigi Franchi Black Magic Yarı otomatik
  • Pietro Beretta S56E
  • Savaşcı Pointer's Altar
Ziya ÇOBANOĞULLARI      A rh +
02.06.1972 Bergama/İZMİR
İkamet : Çandarlı
 
The following users thanked this post: Resul TOPAL

Çevrimdışı Süleyman MUSUL

  • AvlakForum Üye
  • *
  • İleti: 95
  • Thanked: 2 times
  • İncesuluyum , olmazoluyum . . .
Ynt: Japonya da bir CAMİİ
« Yanıtla #7 : 26 Şubat 2014, 16:55:58 »
Rusya'da meydana gelen Bolşevik İhtilalinden (1917) sonra, Rusya'yı terk eden Türkler (Kazan Tatarları) Japonya'ya yerleşmiş, müslüman nüfusun gittikçe artmasıyla beraber, Japonya'ya bir cami yapılması söz konusu olmuştu.
Dönemin Türkiye'de bulunan Japonya elçisi Yamada Torijori 1931 yılında Atatürk'ü ziyareti esnasında Atatürk'e Japonya'ya bir cami yapılmasını teklif etmiş Atatürk de buraya yardımda bulunmuştur.

KAYNAKLAR :
Ali Metin Çavuş’tan nakleden Yurdakul Yurdakul, Atatürk’ten Hiç Yayınlanmamış Anılar, İstanbul, 2005, s.156.
Hakan Yılmaz, “Yamamada Torijori: Abdülhamit’ten Türkçe Öğrendi Atatürk’e Japonca Öğretti”, Zaman gazetesi, 6


Ayrıca camii de 1938 yılından bu yana Japon ve Türk bayrakları bulunmaktadır.Türkiye nin katkı yapmadığı ve üstlenmediği bir yerde kazak bayrağı nın olmaması için sebep yoktur.

Uzun uzadıya tartışmayacağım , fakat Türkiye ve Atatürk devrede olmadan 1938 yılında japonlar Camii ye ne para ne arsa nede destek verirler , göçle gelmiş bir toplumun gücü ne olabilir ? Bu yüzden bazı arkadaşlar benim kanıtım bu der , bende derim ki benim ki de bu ! Sakız gibi konu olmasın uzayıp gitmesin.Kimse kimseye zorla birşeyi benimsetemez.Bizim kimseyi putlaştırma gibi bir hevesimiz olmadı fakat biz zamanında sırtımızda ki kırbaç izlerini de unutmadık .Herkese farklı katkılarından ötürü teşekkürler.

NOT: Zaman ın dahi kaynak göstererek yazdığı bir yazı !!!

EK: Ahmet ŞAKİROĞLU bey ,
Alıntı
Birileri ortalığı karıştırmak için araştırmadan etmeden yazıyor çiziyor amaçları belli....
demişsiniz. Konuyuda ben açtığıma göre zahmet edip elindeki istihbari bilgiyi bizimle paylaşırsan Ortalığı kim karıştırmak istiyor ? Ne gibi bir amaçla bunu yapıyorlar anlamış oluruz ? Senin iddianın yüzde yüz doğru olduğunun kanıtı nedir ? Konuyu bu denli hiddetli dahil olmanız , bizlerdeki süküneti kırar cinsten oluyor biraz.

Amacım tartışmak değil.Dediğim gibi sakız gibi uzayıp gitmesinin hiç bir anlamı yok.
« Son Düzenleme: 26 Şubat 2014, 17:08:56 Gönderen: Süleyman MUSUL »
"Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi...
bilmez ki sorsun, bilse sorardı."
Zor günler içinde öyle bir zorbey ol ki karanlıklara ışık tut . . .Türk oğlu !
İHRAÇ FAZLASI ÖZELHAREKAT POLİSİ !!!
 

Çevrimdışı Ahmet ŞAKİROĞLU

  • Onursal Üyemiz
  • *****
  • İleti: 3339
  • Thanked: 282 times
  • ZEHİR AVCI
Ynt: Japonya da bir CAMİİ
« Yanıtla #8 : 26 Şubat 2014, 17:29:10 »
Süleyman Bey

Konuya hiddetle dahil olmak gibi bir durum söz konusu değil,tam aksine doğru bilinen bir yanlışı 9 yıl bu Japonun Edebiyatını okuyan biri olarak dahil olmam...Bizim milleyetcilik ruhumuzun en yüksek olduğu üniversite dönemlerinde keçi sakallı japon tarihçilerin kitaplarından tutun japon sensei hocalarına kadar bu konular tartışıldı ve JAİKA(Japon Vakfı)'nında katkılarıyla en ince ayrıntılarına kadar elimizden geldiği kadar araştırdık ki elimizde bir resmi belge olsunda dahada çok iftihar edelim diye.Müsade ette o kadar olsun.Aksini idda değilde ispat edersen biz dahada memnun oluruz,iftihar ederiz Atatürkün Kurduğu Cumhuriyette yaşayan millet olarak.Benim resmini yayınladığım resmi bir belge.Gazete köşe yazılarıyla,makalerler dediki demişlerle Tarih ispatlanmaz...Bana zaman gazetesinden alıntı yapmışınız yayınlamışınız...
Buyrun aynı gazetede başka bir köşe yazısı sizin için....TÜRTAB - Türkiye Toplumbilimsel Araştırmacılar Birliği'nin kuruluşunda yer alan 1995'ten beri Zaman gazetesinde yazı yazan.Mustafa Armağan ZAMAN GAZETESİ

http://www.zaman.com.tr/mustafa-armagan/tokyo-camiini-ataturk-yaptirmadi_1317921.html

Tokyo Camii'ni Atatürk yaptırmadı
Ortalık efsaneden geçilmiyor. Yok Mimar Sinan, Mihrimah'a âşık olmuş da, vuslata eremeyince ona iki cami yapmış da, yok aşkını tül perde haline getirdiği cami duvarıyla göstermiş de...
 
Dedikodusu hakkında bile bilgimizin bulunmadığı şu sahte aşk hakkında romanlar bile yazıldı ya, helal olsun.

Şimdi de kalkmışlar, Atatürk'e Tokyo Camii'ni yaptırıyorlar! Güya Atatürk Paris Camii'ne yılda 10 bin Frank para gönderiyor, öte Tokyo Camii'ni de yaptırıyormuş. Bir şairden çok efsane imalatçısı olarak çalışan Sunay Akın da iyice coşmuş, "Gezegenin en doğusunda sabah ezanının okunduğu ilk camiyi Mustafa Kemal yaptırdı" diye döktürüyor ekranda. Güya 1894'te İstanbul'a gelen (oysa 2 yıl önce gelmişti) ve 4 yıl kalan (oysa 1914'e kadar aralıklarla 20 yıl kalmıştı) Yamada adlı Japon "1930'lu yıllarda" Ankara'ya gelip Atatürk'ten Tokyo'da bir cami yaptırmasını istemiş. Atatürk de "Ama beyefendi, bu çok güzel bir teklif. Camiyi ben yaptırıyorum." demiş. Sonra Atatürk Yamada'ya dönmüş ve "Hocam, beni tanımadınız mı? Ben Harp Akademileri'ndeyken (oysa sadece Akademi vardı o zaman) sizden Japonca öğrenmiştim!" demiş. Sonra gelsin alkışlar...

Max Horkheimer ve Theodor Adorno'nun Aydınlanma hurafelere savaş açarken en büyük hurafe imalatçısı haline geldi dedikleri bu olsa gerek! Anlayacağınız, Cumhuriyet'i tek bir kişinin eksenine oturtmak için yapmayacakları 'çılgın'lık yok bunların. Efsaneleri dinleyin ama tarihe kulak verin derim. Asıl onun ne dediği önemli.

Abdülhamid ve Yamada

Topkapı Sarayı Müzesi'ni gezip silahlar bölümüne uğramazsanız olmaz. Osmanlı kılıçları, okları, yayları derken garip bir zırh takımıyla yüz yüze gelirsiniz. Bir Japon miğferi ve zırhıyla süslü kılıcına bakarken altındaki şu yazıyı okursunuz: Yamada Torajiro'nun Sultan II. Abdülhamid'e hediye ettiği zırh takımı ve kılıç. Oracıkta aklınıza şu sorunun çengeli asılıverir: Japonlar Osmanlı sultanına neden bu değerli hediyeyi göndermek ihtiyacını duydular ki?


1880 yılında İmparator Mikado'nun bir akrabası gelir İstanbul'a. II. Abdülhamid bu Asyalı misafirine büyük ilgi gösterir. 7 yıl sonra bu defa Prens Akihito'nun eşiyle beraber yolu düşer İstanbul'a. İmparatorun nişanı ve hediyeleriyle huzura çıkan misafirin ziyaretinden memnun kalan Abdülhamid, 1889'da Ertuğrul gemisiyle mukabele etmek ister. Ne var ki, ertesi yıl feci bir kazada batan gemi, Osmanlı-Japon dostluğunun temelini atar aynı zamanda. Şunu da söyleyelim ki, bu gemi sadece Japonya'ya hediye götürmüyor, aynı zamanda yolu üzerindeki Asyalı Müslümanlara moral kaynağı oluyordu. Nitekim yanaştıkları limanlarda Müslümanların gemiyi Halife'nin bayrağı asılı diye akın akın ziyaret etmeleri görülmeye değer bir manzara teşkil ediyordu.

Japonlar Osmanlı'nın bu jestine nasıl karşılık vereceklerini şaşırmış gibidirler. 1891'de Noda adlı gazeteci topladığı parayı Said Paşa'ya teslim eder. Sinekten yağ çıkaran Sultan onu bırakmaz, Harp Okulu'ndaki öğrencilere Japonca öğretmesini rica eder. 4 Nisan 1892'de bu defa sıra Yamada'dadır. Topkapı Sarayı'ndaki aile yadigârı zırh, miğfer ve kılıcı Sultan'a takdim eder. Japon halkının topladığı paralarını teslim ettikten sonra askeri okul öğrencilerine Japonca öğretme nöbetini devralır.

Bundan sonra Yamada'nın daha çok işadamı ve adı konulmamış bir konsolos kimliğiyle çalıştığını görürüz. Nakamura adlı arkadaşıyla İstanbul'da bir mağaza açar. Sultan tarafından nişanlarla ödüllendirilir. Türkiye hakkında Japon basınında yazılar kaleme alır. Sarayı ziyaret etmek isteyen hemşehrilerine aracılık eder. Hatta bugün "Trabzon hurması" diye bilinen meyve fidanlarını Abdülhamid'in isteği üzerine ülkemize getiren de odur (asıl adı 'Japon hurması'ydı). Japonların ünlü çay merasimlerinden birini Sultan'ın ve İstanbul'un ekâbiri huzurunda icra ettiğini, Sultan'a Japon kuşları getirdiğini vs. bile biliyoruz.

Yamada 1. Dünya Savaşı patlak verince ülkesine döner ve Ertuğrul Şehitleri Anıtı'nın açılması için gayret gösterir. (Rüştü Erdelhun'u yeniden gündeme getiren sevgili Fatih Uğur'a not: Erdelhun da Yamada'nın dostları arasındadır.) 1930'da ("1930'larda" değil!) Atatürk'ün Cumhuriyet Bayramı'na daveti üzerine yeniden İstanbul'a gelir Yamada ve onunla görüşür.



"Şingetsu" adlı hatıratında bu görüşme sırasında Atatürk'ün kendisine "yıllar önce Harbiye'de Japonca öğrenen genç Harbiyelilerden biri" olduğunu söylediğini aktarır" (Selçuk Esenbel, "Hilal ve Güneş", İstanbul Araş. Enst. Yay., 2010, s. 57). Bu ifadeden Atatürk'ün "Hocam, beni tanımadınız mı? Ben Harp Akademileri'ndeyken sizden Japonca öğrenmiştim!" demediğini, sadece Harbiye'deyken Japonca öğrenenlerden biri olduğunu söylediğini anlıyoruz. "Japonca öğrenen" biri olmak başka şey, "Bana siz Japonca öğrettiniz hocam" demek başka şey. Kaldı ki, resmi belgelerden Atatürk'ün Harp Okulu'nda "Alman veya Rus lisanı" dersleri aldığını bildiğimiz halde Japonca öğrendiğine dair bir kayıt yoktur. Biyografiler veya dostlarının tanıklıklarından da böyle bir bilgiye ulaşamayız.

Asıl Tokyo Camii'ni Atatürk'ün yaptırdığı iddiasına ne zaman sıra geleceğini merak ediyorsanız işte tam oradayız:

1938'de hizmete açılan Tokyo Camii'nin Atatürk tarafından yaptırıldığını bir yana bırakın, en ufak bir maddi katkıda bulunulduğunu gösteren belgeye dahi sahip değiliz. Buyurun, Başbakanlık Arşivi, İş Bankası'ndaki hesabın girdi-çıktıları ortada. Belgeyi bulun, biz de susalım. Ancak dedikodularla tarih gemisi yürümez. Tokyo Camii'ni Türkiye yaptıramazdı, zira o sırada laiklik sarası tutmuş bir ülke olduğumuz için açılış törenine dahi Tokyo Büyükelçimiz Hüsrev Gerede katılmaktan kaçınmıştı (camiyi biz yaptırmış olsaydık neden katılmasın?). Yemen ve Suudi Arabistan'dan temsilcilerin (Hafid Vehib), hatta Müslüman olmayan Japonların bile törene katıldığını biliyoruz da, Tatar kökenli Abdürreşid İbrahim dışında bizimle irtibatı olan kimsenin katıldığına dair bilgi bulamıyoruz. Caminin, Başkırtların başını çektiği Müslümanlar tarafından yaptırıldığını, Japon halkının da yardım ettiğini biliyoruz. Tokyo Camii 2. Dünya Savaşı'nda tahrip olmuş, arsası 1986'da Türkiye'ye devredilmiş ve mevcut camiyi Diyanet İşleri Başkanlığı yaptırmıştır (2000).

Yamada'nın hatıralarını yakında yayınlayacağını öğrendiğim Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Selçuk Esenbel'in, onun cami yaptırmak için Ankara'ya gelip Atatürk'le konuştuğundan tek kelimeyle olsun söz etmemesi yeterli kanıt değilse Diyanet Ansiklopedisi'nin "Japonya" maddesine ve Ahmet Uzunoğlu'nun "Tokyo Camii" kitabına bakabilirler. O da yetmezse Tokyo Camii'nin resmi sitesine buyursunlar: http://www.tokyocamii.org/publicViews/article/sayfacesit:10/language:2


« Son Düzenleme: 26 Şubat 2014, 17:59:05 Gönderen: Ahmet ŞAKİROĞLU »
Ahmet ŞAKİROĞLU(AB R+)
1982/KAYSERİ
Kayseri Merkez Avcılar ve Atıcılık Kulubü
''AV MÜBAH,ODA KAHKAH''
www.anadoluaksesuar.com
 

Çevrimdışı Ahmet ŞAKİROĞLU

  • Onursal Üyemiz
  • *****
  • İleti: 3339
  • Thanked: 282 times
  • ZEHİR AVCI
Ynt: Japonya da bir CAMİİ
« Yanıtla #9 : 26 Şubat 2014, 17:44:16 »
TOKYO CAMİİ’NİN TARİHÇESİ

1917 yılında Rusya’da meydan gelen Bolşevik İhtilali’nden sonra Orta Asya ülkelerinde yaşayan Müslümanlar çeşitli işkence ve zulümlere maruz kaldılar. Hayatlarını kurtarmak için o bölgede yaşayan müslümanlar başka ülkelere göç etmeye başladılar. Bir kısmı, Orta Asya’dan Sibirya demiryolu ile Mançurya’ya gelerek yerleşmiş, bir kısmı da küçük çaplı ticaret vesilesiyle Kore ve Japonya’ya yerleşmeye başlamıştır.   
 
Ülkelerinden kaçıp Mançurya’ya yerleşen sığınmacıların pasaportları olmadığından başka ülkelere gitmek için vize alamıyorlardı. Ancak o dönem Japon hükümetinin 1.500 Yen teminat karşılığında vize verdiğini öğrendikten sonra, 1920’li yıllarda Mançurya’ya sığınan Kazan Türkleri Japonya’ya gelmeye başladılar.
 
Kazan Türkleri kısa zaman içerisinde Japonya’daki hayata ayak uydurdular. Özellikle Japonya’nın iklimi onlara hoş geldi. 1922 yılında Tokyo’da meydana gelen büyük depremden sonra, Amerikan Hükümeti Tokyo’daki yabancılara yardım için ülkesine davet etmesine, hatta Yokohama Limanı’na Özel gemi göndermesine rağmen Kazan Türkleri bu daveti kabul etmediler ve Japonya’dan ayrılmayı istemediler.
 
Japonya’ya ilk gelen Kazan Türkleri Kobe ve Tokyo şehirlerine yerleştiler. Tokyo da ilk yerleştikleri bölge ise Okuba semtidir. Abdulhay Kurban Ali (1890-1972)’nin Japonya’ya gelmesiyle Japonya’ya gelen Kazan Türkleri daha organize olmaya başladılar ve 1922 yılında Abdulhay Kurban Ali’nin başkanlığında Mehalle-i İslamiyye adıyla bir dernek kurdular. Kazan Türklerinin T.C. vatandaşı olmasından sonra, 1953 yılında, bu derneğin adı Tokyo Türk Derneği olarak değişmiştir.
 
1933 yılında Abdurreşid İbrahim’in Japonya’ya gelmesi, Japonya’ya sığınan Kazan Türkleri için ikinci bir dönüm noktası olmuştur. Zira Abdurreşid İbrahim bu tarihten önce Japonya’ya yaptlığı seyahatler esnasında bir çok Japon devlet adamıyla tanışmış ve dostluk kurmuştur. Bu ilişkiler çerçevesinde, Kazan Türklerinin hayatını daha da kolaylaşmıştır. Abdurreşid İbrahim 1944 yılında Tokyo da vefat etmiş olup, Tamareien Mezarlığı’nda medfundur. 
 
Kazan Türkleri giderek artan çocukların eğitim ihtiyacını karşılamak için 1927 yılında Japon Hükümetine okul açmak için müracaat ettiler. Alınan izinden sonra, Shinokubo semtinde bir bina kiralayarak 1928 yılında Mekteb-i İslamiye adıyla bir okul açtılar. Ayrıca bu binanın bir bölümünü mescid olarak da kullandılar. 1931 yılında Tomigaya semtinde bir bina alınarak okul binası buraya taşındı. Mektebi İslamiye’de öğrenciler Türk ve Tatar hocalardan Türkçe, Tatarca, İngilizce ve Rusça öğreniyorlar, ilkokul müfredatındaki bütün dersleri de Japonca okuyorlardı. Okulda, milli ve manevi duyguların çocuklara aktarılması için çeşitli aktiviteler düzenliyorlardı. Tiyatro oyunları bu gaye ile gerçekleştirilen faaliyetlerin bir çeşidi idi.
 
Daha sonra birkaç Japon şirketlerinin yardımı ile Shibuya semtindeki bir arazi satın alındı ve bu araziye 1935 yılında okul binası yapılarak, okul Tomigaya’dan buraya taşındı. 1938 yılında ise okulun yanındaki arazi üzerine Tokyo Camii inşa edildi.
 
Müslümanların dini ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayan Tokyo Camii’nde zamanla çeşitle hasarlar meydana gelmeye başladı. 1986 yılında Cami binası yıkıldı. Daha sonra cami ve okulun bulunduğu arazi, cami yapılması şartı ile T.C. Devleti’ne hibe edildi.
           
1. Tokyo Camii’nde aşağıda isimleri yer alan İmam Hatipler görev yapmışlardır:
 
Abdulhay Kurban Ali Tokyo camii’nin ilk imamı’dir.
Abdurreşit İbrahim (1938 ila 1343 yılları arası)
Türkistanlı Emin İslami (1943 ila 1950 yılları arası)
Şerifullah Miftahuddin (1950 ila 1969 yılları arası)
Aynan Safa (1969  ila 1983 yılları arası)
Hüseyin Baş (1979 ila 1983 yılları arası

YENİ TOKYO CAMİİ’NİN YAPILIŞI
 
Arsa mülkiyetinin T.C. Devleti’ne geçmesinin ardından 1997 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı’nda bir çalışma başlatılarak Tokyo Cami Vakfı kurulmuştur. Vakıf Kurucuları arasında dönemin Diyanet İşleri Başkanı M. Nuri Yılmaz, Diyanet İşleri Bşk. Yrd. Sami Uslu, Diyanet İşleri Başkanlığı Emekli 1. Hukuk Müşavirleri Ahmet Uzunoğlu ile Şemsettin Yazırlı yer almıştır. Daha sonra 30 Haziran 1998 tarihinde caminin temeli atılarak, iki yılda tamamlanmış ve cami 30 Haziran 2000 tarihinde ibadete açılmıştır.
 
Cami açılışını Devlet Bakanı Fikret Ünlü, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz ve Tokyo Büyükelçisi Yaman Başkut yapmıştır. Açılışa Japon hükümet temsilcisi, Shibuya Belediye Başkanı, İslam Ülkeleri Büyükelçileri, Türk ve Japon basın mensupları, Japonya’da İslami faaliyet gösteren dernek temsilcileri ve büyük bir cemmat topluluğu katılmıştır.
 
Maddi-manevi pek çok zorluğun üstesinden gelip Tokyo Camii'nin yeniden vücut bulmasında emeği geçen tüm şahısları şükranla anıyor, ahirete irtihal edenlere Cenab-ı Hak'tan rahmet diliyoruz.

 
Kaynak:http://www.tokyocamii.org/publicViews/article/sayfacesit:10/language:4
Ahmet ŞAKİROĞLU(AB R+)
1982/KAYSERİ
Kayseri Merkez Avcılar ve Atıcılık Kulubü
''AV MÜBAH,ODA KAHKAH''
www.anadoluaksesuar.com
 

Çevrimdışı Süleyman MUSUL

  • AvlakForum Üye
  • *
  • İleti: 95
  • Thanked: 2 times
  • İncesuluyum , olmazoluyum . . .
Ynt: Japonya da bir CAMİİ
« Yanıtla #10 : 26 Şubat 2014, 20:08:35 »
Ahmet bey,  belgeler tatmin eder cinsten.  Mümkün mertebe okumaya çalıştım hepsini,  ikna olmamam için tek bir sebep var,  neden Türkiye hazinesi ne devrediliyor  ? Türk bağı bir yana Türkiye orada bu camii ye sahip çıkacak başka bir bağ olarak ne bulmuştur?  Adeta milli miras a sahip çıkmıştır burada bizim önceden de bir katkımız in olduğu şüphesi kuvvetleniyor,  cumhuriyeti tek adam kurmadı evet , halen daha son padişahına hain diyenler var ben tarihimi iyi bilirim , hemde çok iyi sadece belgelere eyvallah fakat dediğim gibi,  o dönem Türkiye nin buraya sahip çıkması burada bizim buraya önceden de yardım ettmiş ve ata mirası saymış olma ihtimali beni yanıltiyor.
"Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi...
bilmez ki sorsun, bilse sorardı."
Zor günler içinde öyle bir zorbey ol ki karanlıklara ışık tut . . .Türk oğlu !
İHRAÇ FAZLASI ÖZELHAREKAT POLİSİ !!!
 

Çevrimdışı Alper KAYAR

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 574
  • Thanked: 129 times
  • AVCILIK AVCI SAYFASI
Ynt: Japonya da bir CAMİİ
« Yanıtla #11 : 26 Şubat 2014, 20:29:33 »
beslenme alışkanlıklarından olsa gerek bu ırkı ulkemızdekı cogu ınsan sevmesede asil bir ırk oldugunu dusunuyorum japonların.

adamlar resmen delıkanlı ve rajon bılıyorlar.

burası benım ulkem defol gıt dememiş kendı ırkının kırılması tehlıkesı bıle varken turkdaşlarımıza kapısını açmış bırde ozgurluklerı ıcın destek olmuşlar.
helal olsun adamlara.
  • Fabarm xlr5
  • Beretta s-55
evdekı huzur zengınlık budur.

1985-SAKARYA

 

Çevrimdışı Ümit TAŞER

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 734
  • Thanked: 53 times
Ynt: Japonya da bir CAMİİ
« Yanıtla #12 : 27 Şubat 2014, 00:15:41 »
beslenme alışkanlıklarından olsa gerek bu ırkı ulkemızdekı cogu ınsan sevmesede asil bir ırk oldugunu dusunuyorum japonların.

adamlar resmen delıkanlı ve rajon bılıyorlar.

burası benım ulkem defol gıt dememiş kendı ırkının kırılması tehlıkesı bıle varken turkdaşlarımıza kapısını açmış bırde ozgurluklerı ıcın destek olmuşlar.
helal olsun adamlara.
Aksine Japonlar Çinliler gibi bulduğu b.ku yemezler :) Japon mutfağı deniz ürünleri ağırlıklıdır. Japonlar ve Türkler aynı ırka dahil, (Turan halkları) akraba topluluklardır. Japonlar ve Türklerin ayrıca proto Türkçülerin savunduğu bir akrabalık bağı da vardır. Japonlar sadece Türklere bu kadar müsamaha gösterir, diğer milletlerle aslında araları iyi değildir.
  • Akkar altay 61slug, 66 seritsiz, 71 seritli
  • Huglu 104A 76cm super poze
 

Çevrimdışı Alper KAYAR

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 574
  • Thanked: 129 times
  • AVCILIK AVCI SAYFASI
Ynt: Japonya da bir CAMİİ
« Yanıtla #13 : 27 Şubat 2014, 02:53:05 »
Aksine Japonlar Çinliler gibi bulduğu b.ku yemezler :) Japon mutfağı deniz ürünleri ağırlıklıdır. Japonlar ve Türkler aynı ırka dahil, (Turan halkları) akraba topluluklardır. Japonlar ve Türklerin ayrıca proto Türkçülerin savunduğu bir akrabalık bağı da vardır. Japonlar sadece Türklere bu kadar müsamaha gösterir, diğer milletlerle aslında araları iyi değildir.


bende bır akrabalık olduguna ınanıyorum.
o zaman yaşasın turk japon kardeşliği. :)
  • Fabarm xlr5
  • Beretta s-55
evdekı huzur zengınlık budur.

1985-SAKARYA

 

Çevrimdışı Ahmet ŞAKİROĞLU

  • Onursal Üyemiz
  • *****
  • İleti: 3339
  • Thanked: 282 times
  • ZEHİR AVCI
Ynt: Japonya da bir CAMİİ
« Yanıtla #14 : 27 Şubat 2014, 06:53:29 »
Japonca
- kore wa nan da?
- kuruma da

Karadeniz türkçesi
- uy bu ne da?
- araba da ;D ;D ;D 

Çay içermsin? Çhai çhen mi :D :D :D

İşin şakası bir yana Japoncada ve Türkçede ses ve ekler olarak çok benzer kelimeler var...Kültür noktasında diğer uzakdoğu ırklarıyla karşılaştırdığımız zaman bizim kültürümüze benzer yönleri var.En azından diğerlerine nazaran biraz daha temizler.Mesela ayakkabıyı kapının önünde çıkarmak,yemeği oturarak bir tepside yemek vb... gibi ama milliyetçi bir toplumki ana dilleri etkilenmesin diye yabancı kelimeler için ayrı bir alfabe kullanıyorlar...Türkler çok fazla seviliyor ve türkleri Japonlara tanıtan en ünlü isimlerden biriside rahmetli Barış Manço'dur... :)

Ahmet ŞAKİROĞLU(AB R+)
1982/KAYSERİ
Kayseri Merkez Avcılar ve Atıcılık Kulubü
''AV MÜBAH,ODA KAHKAH''
www.anadoluaksesuar.com
 

Çevrimdışı Ahmet ŞAKİROĞLU

  • Onursal Üyemiz
  • *****
  • İleti: 3339
  • Thanked: 282 times
  • ZEHİR AVCI
Ynt: Japonya da bir CAMİİ
« Yanıtla #15 : 27 Şubat 2014, 07:05:09 »
Ahmet bey,  belgeler tatmin eder cinsten.  Mümkün mertebe okumaya çalıştım hepsini,  ikna olmamam için tek bir sebep var,  neden Türkiye hazinesi ne devrediliyor  ? Türk bağı bir yana Türkiye orada bu camii ye sahip çıkacak başka bir bağ olarak ne bulmuştur?  Adeta milli miras a sahip çıkmıştır burada bizim önceden de bir katkımız in olduğu şüphesi kuvvetleniyor,  cumhuriyeti tek adam kurmadı evet , halen daha son padişahına hain diyenler var ben tarihimi iyi bilirim , hemde çok iyi sadece belgelere eyvallah fakat dediğim gibi,  o dönem Türkiye nin buraya sahip çıkması burada bizim buraya önceden de yardım ettmiş ve ata mirası saymış olma ihtimali beni yanıltiyor.


Süleyman Bey

Yüzyıllardır islamın sancaktarlığını yapmış ve İslamiyetin güzelliklerini  en iyi yaşayan,yaşatan emanete sahip çıkan bir milletiz.Kimseye ihtiyaç duymadan,maddi destek almadan sadece cami değil dünyanın heryerinde bir yapı olarak imzamız var.Ama ne yazıkki birileri bunları yok etmek bize tarihimizi unutturmak için bizden daha çok çalışıyor.Tarihi bize yalan olarak anlatmaya bizi tarihimizden soğutmak için mücadele veriyorlar.Benim zoruma giden,bu konu hakkında o anki gündemi değiştirmek,bizi gerilemek,birbirimize düşman etmek,dinimizden soğutmak,siyasi düşünmek,birbirimiz arasına nifak tohumları serpmek ve tarihimizi karalamak Atatürk cami yaptırmış yaptırmamış diye bir taş atıp dönüp dolaşıp ustalıkla en az kaynağa ispata delile sahip olunun Tokyo camini ortaya atıyorlar.Sonuçta orda bir camimiz var ve ezanımız okunuyormu işte en çok zorlarına giden bu.Buna nasıl müdahil olacaklar ortalığı nasıl karıştıracaklar böyle salak salak iddalarla asılsız söylentilerle..Bizimde manevi değerlerimizi bildikleri için hemen ATATÜRK...Sen ne demek istediğimi anladın,neyse....

Bizim için önemli olan Japonya gibi bir memlekette bize ait olan bir yapı var...Rabbim olmayan yerlerdede yaptırmayı bizim neslimize nasip etsin inş...
Ahmet ŞAKİROĞLU(AB R+)
1982/KAYSERİ
Kayseri Merkez Avcılar ve Atıcılık Kulubü
''AV MÜBAH,ODA KAHKAH''
www.anadoluaksesuar.com
 

Çevrimdışı Süleyman MUSUL

  • AvlakForum Üye
  • *
  • İleti: 95
  • Thanked: 2 times
  • İncesuluyum , olmazoluyum . . .
Ynt: Japonya da bir CAMİİ
« Yanıtla #16 : 27 Şubat 2014, 16:00:11 »
Konuyu böyle nifak tohumlarına indirgemek abartılı olur.Bu pek fantastik olur.

Fakat bu konu da ikna olmuş durumdayım.
"Sormaz ki bilsin, sorsa bilirdi...
bilmez ki sorsun, bilse sorardı."
Zor günler içinde öyle bir zorbey ol ki karanlıklara ışık tut . . .Türk oğlu !
İHRAÇ FAZLASI ÖZELHAREKAT POLİSİ !!!
 

Çevrimdışı Resul TOPAL

  • AvlakForum Üye
  • *
  • İleti: 21
  • Thanked: 8 times
  • AVLAKFORUM.COM AVCI FORUMU
Ynt: Japonya da bir CAMİİ
« Yanıtla #17 : 10 Kasım 2017, 18:57:12 »
atatürk yaptırmış........hiç gülecegim yoktu. yıllardır aynı hikaye. bıkmadınızmı arkadaş   8)
  • yıldız spz m 71
  • deryamk10 vr 101
1992-Burdur
YA RABBİ vakti geldiginde emanetini alırken agrı,acı gösterme
 

Çevrimdışı Fazlı BOZ

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 2204
  • Thanked: 143 times
Ynt: Japonya da bir CAMİİ
« Yanıtla #18 : 11 Kasım 2017, 10:53:10 »
Sevgili kardeşim bilg,lendirmenizden,ve bu güzel paylaşımınızdan dolayı teşekkür ederim.
Fazlı BOZ
1949 Eynesil GİRESUN
 

Çevrimdışı Samet BİRİCİK

  • Avlak Yönetici
  • *****
  • İleti: 1988
  • Thanked: 1987 times
Ynt: Japonya da bir CAMİİ
« Yanıtla #19 : 11 Kasım 2017, 12:03:12 »
ATATÜRK'E Dinsiz dedikleri için çıkarılmış bir yalandan ibaret oluğunu düşünüyorum.. Bak işte Atatürk cami yaptırmış adam dini bütünmüş hissiyati verilmeye çalışıyorlar.. Ne zaman şu bu muhabbetler bitecek merak ediyorum millet atomu parçaladı biz halen laiklik din arasındaki olayı parçalayamadık.. Çok basit sorunlar ülkenin gündemi oluyor bu kadar basit olmaması gerekiyor.. ATATÜRK üzerinden siyaset ile dini siyasete alet edenlerle hiçbir fark göremiyorum şu zamanda..
  • Kırklareli
  • İstanbul
  • https://www.facebook.com/motorlumuhre/
1986-istanbul
 
The following users thanked this post: Semih MAVİLİ, Doğan ATEŞ, Resul TOPAL