Gönderen Konu: Gazlı sistem & Kinetik sistem arasındaki güç/etkili menzil farkı  (Okunma sayısı 19530 defa)

0 Üye ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Samet BİRİCİK

  • Avlak Yönetici
  • *****
  • İleti: 1988
  • Thanked: 1987 times
Selamlar muhterem arkadaşlar,


Gazlı tüfeklerde güç kaybı vehimi, ülkemizde, üreticiler indinde bile, nedense, gündemden hiç düşmeyen bir konudur.

Gaz basıncını namludan küçük çıkışlarla kilit açma mekanizmalarına yönlendirme düşüncesi, yivli tüfeklerde, geçen
asrın ilk yıllarından da önce başlamış bir uygulamadır. O zamanın kara barutlu fişekleri. tahliye kanallarını çok kısa
sürede tıkadığı, korozyona yol açtığı için fazla tutulmamış, bu şekilde otomatik dolumlu piyade tüfeklerinin gelişmesi bayağı
ertelenmiş, hatta Almanya gibi bazı ülkelerde, bu nedenle, askeri tüfek talepleri arasına "Namluda delik olmama" zarureti
getirilmiştir.

Zaman içinde barut teknolojisinin gelişimiyle gazlı sistemler kullanılmaya başlanmış, Newton fiziği üyarınca yapılan
basit hesaplarla mekanizma devrelerine aktarılan barut gazının, tabir caizse "Atık gaz" niteliğinde olduğu ordonat
yetkililerine anlatılarak tasvipleri paralelinde bugün çok kullanılan gazlı piyade tüfeklerinin çağı başlamıştır.

Yivsiz tüfeklerde, gaz tahliye çıkışlarının, barut artığı, küçük saçmalar, keçe ve sair ıvır zıvırla tıkanmasını önleyen
plastik tapaların gelişimiyle aynı sistem, geçen asrın ortalarından itibaren kullanım görmeye başlamıştır. O zamana
kadar pazar hakimi olan Browning A5 ve klonlarının "Uzun geri tepmeli" çalıştırma sistemi, daha ucuz ve etkin bu
yaklaşımla giderek pazardan çekilmiş, kaybolmuştur.

Yivsizlerde gazlı düzenin ilk yapımcılarından "Remington" un başlangıç modeli patentinde, "Yapılan araştımalar neticesinde,
kullanılan barut türlerinin büyük çoğunluğuyla namlu ilk yirmi ile yirmibeş santım ilerisinde, gaz basıncının itiş etkisinin
takribi yüzde sekseninin elde edildiği, bu nedenle her tür dolu için bu mesafeden mekanizma kilit devrelerine alınacak
gaz niteliklerinin görevini kusursuz yapacağı" ifadesi yer almaktadır. Sözkonusu söylem, uzun araştırma ve deneylerin
sonucudur.

Bugün de bu görüş büyük oranda geçerlidir. Namlu içi ilk  yirmibeş santim önünde, barut gazı itiş gücünün yaklaşık
yüzde seksenini kazanmaktadır. Kalan mikdar takribi yüzde yirmi, normalde altmışbeş santımlık bir namludan artakalan
öne uzunlukta, 12 Ga. namlu çapıyla 230 santimetre karede, 2.5 milim çaplı iki tahliye kanalı alanı 0.03 santimetre kare;
0,000125 (1/8000 civarı) oranlı kapalı ve açık alan kıyaslı ortamda işlevini sürdürmektedir.

Çok müşkülpesent düşünürler için bu oranın 1/3000 olduğu varsayılırsa, tahliye kanallarına kadar gelen dolunun, orada
"Zınk!" diye çakılıp gazın tamamının aşağı gidişine seyirci olduğu düşünülse dahi , mesela 450 m/saniye kazanılmış ilk
hızın bu oranda kaybı; Ancak 1.35 m/saniye civarı  olacaktır.

Ki gerçek böyle de degildir. Gazın çok küçük bir kısmı tahliye kanallarına sevkedilirken, büyük kısmı mesela 36 gram gelen
dolunun ileri sürüm işlevinde mesaiine devam halindedir.

Mekanizma grubunun ortalama ağırlığı 600 gram civarıdır.

Aynı birimin geri giderek kilitten kurtulma mesafesi de yaklaşık bir santimdir.

Newton üçüncü formülünden neşet eden; "Mekanizma ağılığı x mekanizmanın dolu namludan çıkıp gittiği zaman içindeki
aldığı yol= Dolu ağırlığı x dolunun namlu sonuna kadar gideceği yol x fişek taban alanı/namlu iç çap vüsati " eşitliğiyle, bir
santim geri kilit açılma aralığı sonuna kadar seyahatin bitişinde, dolunun, namlu içi tahliye kanalları ilerisinde yaklaşık 22
santime ulaşacağı hesaplanabilmektedir. Yani, 25+22= 47 santim namlu içinde barut gazı tamamen kapalı bir ortam
içinde devinim vermektedir. Bu vukuat sırasında mekanizma geri getirme yayı, eylemsizliği ile kendi içinde çok az sıkışıp
gerekli parçalara destek özelliğini kaybettiğinden, geri tepen parçalara durdurucu etki verebilme kabiliyetinde değildir.

65 santimlik namlunun kalan , en fazla 25 santiminde sözkonusu kapalı açık alan oranı, gerçekte 1/15000, karamsar
yorumcu için, haydi onunda üçte biri; 1/5000, bu değerin 450 m/saniye ilk hıza kıyası, takribi, 0.9 m/saniye civarı olsa
gerektir.

Ki gerçekte oluşum böyle de değildir.

Kilit açıldıktan sonra mekanizma grubu, tamamen basit geri tepmeli düzende devinim vermektedir. Yani, fişeğin arkaya
itişine karşı koyan, aksam ağırlığı olarak yalnızca takribi 600 gramlık kütlenin eylemsizliğidir. Bu birimin dolunun namludan
çıkıp gitmesi için gerekli, kalan yirmibeş santim öne mesefede, fişek arka kısmının çıplak olarak dışarı taşırabileceği
uzunluk 2 santim civarı olması gerekir ki, bu dahi güvenli sayılabilecek bir değerdir.

Ancak gerçekte durum farklıdır. Geri tepme şoku etkisiyle kendi içinde şıkışarak destek özelliğini kaybeden irca yayı, ilk
bir santimlik mekanizma arkaya deviniminin bu aralığı kapatması neticesinde etkinliğini kazanıp, en az üç dört kilo yükle
geri tepen aksam üzerinde durdurucu etkisini başlatacak, namlu içindeki dolunun tamamen çıkıp gitmesinden sonra
kazanılmış moment ve kalan gaz basıncına yenilerek mekanizma arkaya hareketine izin verecektir.

Görülmektedir ki...

Tahliye kanallarından alınan gaz basıncının güç kaybı gibi bir etkisi hiç yoktur.

Olsa bile... Hesapla bulunan 1/5000, haydi olmadı 1/3000 açık alan kıyasıyla, dolu ileri devinimi namlu içinde yavaşlamış
dahi bulunsa...

Herkesin malumu olduğu üzere, barut hakkının tamamı  standart en uzun namlu içinde dahi yanmamakta, bir kısmı
dışarı atılmaktadır. Ağız alevi ve sesin büyük ölçüde sebebi bu oluşumdur.

Namlu içinde yavaşlayan dolu, bu zaman içinde daha çok miktar barudun yanmasına, bunun neticesinde daha yüksek
ilk hız kazanımına neden olacaktır.

Yani, gazlı tüfeklerde beklenen, daha az değil daha çok ilk hız ve vuruş enerjisi olmalıdır...

Neye niyet... Neye kısmet...

Netice-i kelam...

Gazlı tüfeklerde güç kaybı yoktur... Aksine inananlar bir an önce bu vehimden kurtulmalıdırlar.



Saygılar.


Öncelikle açıklamanız için çok teşekkür ederiz.. Ama kafalarda Kinetik Gazlıdan üstün işte vay efendim üst alt çifte bunların hepsinden üstün gaz kaçağı yok ( sanki piknik tüpü silah ) vs gibi batıl inanışları atlatamıyor bu toplum inanılmaz testler yapılmasına ve teknik olarak açıklanmasına rağmen..Ben bunu insanların avda vuramadığında veya başka nedenler olduğunda suçu silaha fişeğe bulmasından kaynaklanıyorum halbuki dipçik ayarı tetik çekme mesafesi cast pitch vs ayarlarından çoğu kişinin haberi yok adam silah alıyor tetik çekme 38 cm vuramıyor silah yakmıyor :D vurmuyor oluyor vs gibi şehir efsaneleri .. Sonra gidip tesadüfen 35 cm tetik çekme mesafesi olan bir silaha geliyor adamın tetik mesafesi 35 cm diyelim hele kinetik is offf  bak nasıl vuruyorum bak işte gazlı vurmuyor gibi söylemler oldukça yoğunlukta özellikle yeni başlayan avcılara silah tavsiye ederken kinetik al daha güçlü diyen bir grup mevcut sosyal medya üstünde yıllardır gazlı silahla avlanıyorum sezon boyunca temizlemiyorum gaz tahliye odalarını çamur su kar buz yağmur içinde avlandığım oluyor hiçbir zaman yarı yolda bırakmadı..Silah işi kişisel meseledir ben ağır gramaj seven bir insanım yazın bile 30 g altına düşmem zaten olması gereken bu hem atış konforu hemde tepme bakımından kesinlikle herzaman gazlı derim
« Son Düzenleme: 20 Eylül 2018, 21:00:56 Gönderen: Samet BİRİCİK »
  • Kırklareli
  • İstanbul
  • https://www.facebook.com/motorlumuhre/
1986-istanbul
 
The following users thanked this post: Bilal AYDIN

Çevrimdışı Mehmet AKKUŞ

  • Müdavim Üyemiz
  • ***
  • İleti: 646
  • Thanked: 224 times
Selamlar
Böylesi ayrıntılı ve teknik açıklamaları ile birlikte bu gazlı mı? Yoksa kinetik mi? Konusunun  bu kadar güzel açıklanabildiğini ilk defa görüyorum.Ellerinize sağlık.Hep hayıflanırdım bazı konularda teknik bilgi ve sağlam görüşleri almak için sürekli yurtdışı sitelerini okurdum.Ama böylesi bir açıklama onlardan daha güzel.
Teşekkürler
Saygılarımla

 

+1  ders niteliğinde bir yazı elinize sağlık
« Son Düzenleme: 21 Eylül 2018, 15:32:39 Gönderen: Mehmet AKKUŞ »
  • Webley Scott (AKUS) SxS 20/66
  • Akus SxS 12/66
  • Özkanlar FX017 12/66
Mehmet AKKUŞ
1973 Kemaliye-ERZİNCAN
 
The following users thanked this post: Doğan ATEŞ

Çevrimdışı S.Alper ERDEM

  • Expert Üye
  • *****
  • İleti: 172
  • Thanked: 644 times
  • AVLAKFORUM.COM AVCI FORUMU
Değer verip okuyan, görüş bildiren arkadaşlara çok teşekkürler.

Saygılar.
1944-Istanbul
 
The following users thanked this post: Yaşar KÖKÇEN, Doğan ATEŞ, Mehmet Sabri MUTLUER