Gönderen Konu: OFF-ROAD DEDİKLERİ  (Okunma sayısı 11774 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

YONETIM

  • Ziyaretçi
OFF-ROAD DEDİKLERİ
« : 22 Mayıs 2007, 18:11:24 »
OFF-ROAD DEDİKLERİ


Amacım sizlere off-road hakkında bir şeyler söylemek. Ama sanırım işe önce off-road'un ne anlama geldiği ile başlasam iyi olacak. Bazı arkadaşlarımız bu kelimeyi "off-yine-mi-yol" olarak Türkçe'ye kazandırmak isteseler de aslında off-road en iyi, "yol-dışı" olarak tercüme edilebilir. Off-road sporu da, arabayı alıp yolun var olmadığı alanlarda sürmek anlamına gelir. Yalnız bu iş için özel yapılandırılmış off-road araçları kullanılması şiddetle tavsiye olunur.

Off-road dünyanın en eski motorsporudur. Tarihçesi Taş Devri'ne kadar uzanır. O devirde tekerlek bulunduğu halde henüz yol icat edilmediği için tekerlekli araçların tümü off-road arabası ve tüm sürücüler mecburen off-road sürücüleridir.

Sonra yol icat oldu mertlik bozuldu. Sürücüler de işin kolayına kaçtılar ve daha rahat sürecekleri, daha çok hız yapabilecekleri yolları seçtiler. Teknoloji de hep daha konforluya ve daha hızlıya ulaşmaya çalıştı durdu.

Derken bazı insanlar, tüm dünya çevrelerinde keyifle uzanırken, hiçbir sürpriz içermeyen o tek çizgi üzerinde gidip durmaktan, yani asfalt yollardan sıkıldılar. Böylece off-road yeniden keşfedildi.

Off-road yolun bittiği yerde başlar. Yolda araç sürmenin rahatlığına sırtınızı çevirmeye cesaret ettiğinizde ödül olarak aklınızdan geçmeyen keyiflerle karşılaşırsınız.

Normal araçların içindeki normal insanlar trafikte ilerleyip özlemle uzaklardaki denize bakarken, siz kumsaldan aşağıya aracınızı sürüverirsiniz. (dikkat, sakın bunu normal bir araçla yapmaya kalkmayın.) Kumları etrafa savurarak, martıları korkutarak, deniz sularını sıçratarak ilerlersiniz. Ya da ormandaki bir açıklıktan içeri dalıverir, yapraklar yüzünüze çarparken nemli çayırların, kayalık tepelerin arasından güç bela tekrar yolu bulursunuz. Olmadı, "bey yanlış gidersin köprü aha şuracıkta" diye tepenizde dikilen köylüye keyifle gülümser ırmağın üstünden değil ille de içinden geçeceğim diye tutturup karşı kıyıyı bulursunuz.

Asla acele etmezsiniz. Pek bir konfor da bulmazsınız. Engellerde takılırsınız, kurtulmak için saatlerce uğraşırsınız. Yorulursunuz. Islanırsınız. Üstünüz başınız çamurlanır. Geceyi yıldızların altında ateş başında geçirir, kahkahalar arasında kızarmış sucuk yiyip şaraplarınızı yudumlarken sıcacık yataklarında uyuyan arkadaşlarınızı düşünürsünüz. Ve onlar için üzülürsünüz.

Bazıları yaptığımızı doğaya meydan okuma olarak adlandırıyor. Doğa gibi sürprizlerden hoşlanan, bir çırpıda insanın karşısına aşılması güç, türlü engeli çıkarıveren bir rakibe sataşmak haddimize mi düşmüş.

Doğrusu, belki biraz meydan okuma var ama asla düşmanca değil. Daha çok spor için dövüşen iki savaşçı gibi. Böyle oyunlarda yenilen taraf ayağa kalkıp giysilerindeki tozları silkeledikten sonra dostça diğerinin omuzuna vurur, "İyi bir karşılaşmaydı, çok keyif aldım."
der.
 


Biz de yenile yenile yenmesini öğreniyoruz.
 
 
Ayşin Uysal


ARAÇ
Defransiyel Kilitleri (diff-locks): Bazı zor koşullarda aracımızın hareket kabiliyetini artırmak için ön veya arka defransiyel üzerindeki tekerlekleri beraberce (defransiyel etkisi olmadan) döndürmemiz gerekir. Bu beraber döndürme işini yapan düzeneklere defransiyel kilidi denir. Defransiyel kilitleri çalışma prensiplerine göre çeşitlere ayrılırlar. Aracın arazi kabiliyetini çok etkileyen bu konuyu ilerde detaylı inceleyeceğiz.
Zeminden Yükseklik (Graund Clearance) : Aracın yere en yakın noktasının yerden uzaklığıdır. Bir aracın engel aşma kabiliyetinde önemli yer tutsa da ilerde göreceğimiz bir çok özellik bu kabiliyette etken olacaktır.

Yaklaşma Açısı : Aracın ön tekerleklerinin yere bastığı nokta ile aracın en ön noktasını birleştiren doğrunun yerle olan açısıdır.

Uzaklaşma Açısı : Aracın arka tekerleklerinin aracın en arka noktasını birleştiren doğrunun yere olan açısıdır. Yaklaşma ve uzaklaşma açıları aracın Off-Road kabiliyetini etkileyen faktörlerden ikisidir. Bu açıların artırılması aracın arazi performansını artırır.

Karın Açısı : Aracın tepe üzerinden veya setten geçme yeteneğini gösteren açıdır.
Ön ve arka tekerleklerin yere temas ettikleri nokatalardan aracın alt ortasına giden doğruların oluşturduğu açıya denir.
Bu açıda aracın yüksekliği ve tekerlekler arası ölçüsü (wheelbase) önemli rol oynar.
Kısaca araç ne kadar kısa ve yüksekse karın açısı o kadar iyidir.

İki Dingil Açıklığı (Wheelbase): Aracın ön ve arka defransiyellerinin eksenlerinin uzaklığıdır.

Tırmanma Açısı : Zemin ve şartların en iyi olduğu şekilde aracın çıkabileceği maksimum eğimi anlatan bir fabrika verisidir. Normal şartlarda anlamak ve ölçmek çok zordur.

Süspansiyon Mesafesi (Wheel Travelling): İyi bir Off-Road aracını diğerlerinden ayıran en önemli özelliklerden birisidir. Aracın herhangi bir tekerleğinin en fazla sarkabildiği nokta ile en fazla kapandığı nokta arasındaki uzaklıktır. Unutulmamalıdır ki bu mesafe arttıkça arazi kabiliyetimiz artar. Buna karşılık yol konforu ve sıkıntımız da artar.

Motor Freni (Compression Brake): Off-Road sürüş tekniklerinde çok önem taşır.
Özellikle kaygan ve dik zeminlerde aracın bloke olarak kontrolden çıkmasını önlemek için fren sistemini kullanmadan, motorun kompresyonu ile yavaşlamayı ifade eder. Sürüş tekniklerinde bu konu ayrıntılı incelenecektir.

Traksiyon (traction) : Aracın lastikler vasıtasıyla motor gücünü yere iletmesi ve bu şekilde zeminde tutunması.

Arazi Şanzumanı : Arazi aracını binek araçlardan ayıran ve arazi şartlarında yol alabilmemizi sağlayan en önemli özelliklerden biri normal şanzumanın yanı sıra bulunan transfer kutusu (transfer case) denilen dişli sistemidir. Araç içinde vites kolunun yanındaki küçük kol veya kollar arazi şanzumanını harekete geçirir. Şanzumandan aldığı hareketi ön ve arka diferansiyellere dağıtarak iletir.

Arazi şanzumanları araç marka ve tiplerine göre bazı farklılıklar gösterir.
Bunlar şanzumana akuple edilmiş veya ayrı bir ünite olabilirler. Arazi şanzumanlarında iki oran vardır. Bu oranlar yüksek (High) ve düşük (Low) hızlar arazi vites kolu üzerinde (L) ve (H) harfleri ile ifade edilirler. Bu sayede örneğin 5 ileri vitesli bir şanzumandan hareket alan arazi şanzumanımız 5 High (yol için) ve 5 Low (arazi için)
bize 10 değişik hız temin eder.

Arazi şanzumanlarını araç tiplerine göre ayıran bir diğer özellik de değişik 2 ve 4 çeker sistemlerini sağlıyor olmasıdır. Bazı arazi şanzumanlarında 2 ve 4 çeker seçenekleri bulunurken (ör: Suzuki Samurai) bazıları sürekli 4 çeker olup arazi şartlarında orta defransiyeli kilitleyerek görev yaparlar (ör: Lada Niva)

Orta Defransiyel ve Kilidi : Daimi 4 çeker araçlarda normal yol şartlarında şanzumandan gelen hareketi ön ve arka defransiyellere kasıntı yapmadan dağıtmak için gerekli olan 3. bir defransiyeldir.

Orta defransiyel de kaygan zeminde ve arazi koşullarında traksiyon problemi yaratacağından bir kilit sistemi ile hareketi ön ve arka difransiyellere eşit olarak (1/1) dağıtmaktadır.


 
OFF-ROAD
ARAÇLARI GENEL ÖZELLİKLERİ

II. Dünya savaşı sonrası zamanın şartlarının zorlaması ile, arazi araçları önceleri askeri amaçlarla ve tarım alanında kullanılıyorlardı. Ancak 1970'lerden sonra giderek artan üretici firma ve marka çeşidi ile 4x4'ler için yeni kullanım alanları açıldı ve bu araçlar hobi ve spor amaçlı talep görmeye başladı.

Dört çekişli, arazili, cip olarak çeşitli isimlerle anılan arazi araçlarının atası sayılan Jeep, o zamandan bu yana, farklı markaları içeren tüm bu araç grubuna adını verecek kadar yaygın bir kullanıma sahip olmuştur.

İlk günlerde arazi taşıtları ile normal binek araçları; kullanım rahatlığı, konfor, hız, motor gücü açısından çok büyük farklılıklar gösteriyor ve bu farklar arazi taşıtlarının şehir-içi kullanımı sırasında belirgin bir dezavantaj yaratıyordu. Günümüzde bu fark 4x4'ler lehine ortadan kalkmıştır. Teknolojinin ilerlemesi ile zaman içinde 4x4 araçlar bir binek otomobilin sahip olabileceği tüm olumlu özellikleri kendi bünyelerine katarken, bu olumlu özelliklerden taviz vermeden kullanıcılarına rakibinden çok öte bazı avantajlar sunmuşlardır. Herhangi bir arazi taşıtı, ilave bir şanzıman ve bir diferansiyel ile ilk bakışta bile binek otodan ayrılırken, aslında geometrisi ve ilave bazı özellikleri ile çok daha üstün kabiliyetleri saklamaktadır.

Bu nedenle 4x4 kullanımı da, hem yolda hem yol-dışında normal binek aracı kullanımından bazı farklılıklar göstermektedir. Biz bu bölümde bazı temel farklılıkları vermeğe çalışacağız; aracınızı daha etkin bir şekilde kullanabilmeniz için bazı ipuçları vereceğiz, değişik yol koşullarında sürüş tekniklerinden bahsedeceğiz.

Ancak işin en başında hatırlamanızı istediğimiz önemli bir nokta var. Aracınızın gücü ve sizin sürücü olarak yetenekleriniz ne olursa olsun arazide bıçak sırtında ilerlediğinizi ve her an takılma riski ile karşı karşıya kalınabileceğini unutmamalısınız. Yakındaki (ya da çok uzaktaki) köyden çağıracağınız traktör bile bazen sizin bulunduğunuz noktaya gelemeyebilir. Doğa içinde tek yardımcınız, birlikte yol aldığınız ya da tanımadığınız tesadüfen oradan geçen başka bir off-road'cu olacaktır. Doğada tek dayanağınız geleneksel off-road yardımlaşmasıdır.

Biz off-road'cular kendimizi farklı amaçları, farklı zevkleri, farklı eğilimleri olan ama aynı keyfi ve sorumluluğu paylaşan tek bir aile olarak görüyoruz. Sizi de bu aileye katılmaya bekleriz.

4X4 ARAÇLARIN GENEL ÖZELLİKLERİ
II. Dünya Savaşı sırasında doğan Jeep'ler ve onları takip eden Land Rover'lar, rakipleri olmadan 70'lere kadar geldiler. Bu yıllardan itibaren hem kendi içlerinde modeller yaratmaya başladılar -Range Rover ya da Wagoneer gibi- hem de özellikle uzak doğudan gelen rakiplerle tanıştılar. Güçlü Toyota Land Cruiser'dan minik Suzuki'lere kadar çeşitli 4x4 araçlar piyasayı doldurmaya başladılar.

İlk başlarda 4x4 araçlar ile binek araçlar arasındaki fark sadece arazi şartlarında sürüş yeterliliği iken zamanla bu araçlara konfor ve teknoloji ilave oldu. Ama en kaba hatları ile ele alırsak bir arazi aracını diğer binek arabalarından ayıran belli başlı özellik, ilave bir arazi şanzımanına sahip olması ve çift diferansiyelli olmasıdır. Tabii günümüzde de çift diferansiyelli olan ancak arazi kabiliyeti olmayan dört çekişli binek otomobiller de var artık, ama genelde en belirgin ayırıcı özellikler bunlardır.

İkincil olarak da aracın alt yüksekliği, tekerleklerin yerleştirilişi gibi geometrik özellikleri ve süspansiyonu gelir. Ayrıca performansı belirleyen ve aracın neredeyse kendisi kadar önemli olan lastikleri de unutmamak gerekir. Bu konulara daha sonra gireceğiz.

 
 

 
 
4x2 (yani iki çekişli) bir araç genelde alttan gelecek darbelere açıktır. Egzoz sistemi korumasızdır. Motor bölümünün altı açıktır. Gücü ne olursa olsun, aracın geometrisi dik iniş ve tırmanışlara izin vermez. Çekişe sahip iki tekerlek, aracın gücünü yere aktarırken hem aracı hem de yere sürtünen diğer iki tekerleği itmek durumundadırlar. Dört çekiş söz konusu olduğunda ise bu işlem iki yerine dört tekerlek arasında bölüneceğinden hem tekerlek başına düşen güç aktarımı azalacaktır, hem de hiç bir tekerlek diğerini itmek zorunda kalmayacaktır. Arazi şanzımanı tahvil oranını dolayısı ile hızı düşürerek gücü artıracaktır.
Ancak 4 tekerden çekişin sağladığı avantajlara rağmen, yakın zamana kadar arazi araçlarında, konfor ve yol emniyeti açısından belirgin eksiklikler vardı. Süspansiyonlar her iki aksta da makaslıydı, sürate uygun değildi. Yan rüzgarlardan çok etkileniyorlardı. Yükseklikleri ve arkadan itişli olmaları süratli sürüş esnasında problem yaratıyordu.

Gelişen motor endüstrisi ile bağlantılı olarak son yıllarda ileri teknoloji ürünü 4x4'ler yolları doldurmaya başladı. Bu araçlarda çeşitli süspansiyon sistemleri kombine olarak kullanılmaya başlandı. Aerodinamik yapı geliştirildi. Sürekli dört çekiş imkanı sağlanarak yol tutuş arttırıldı.

Tüm bu gelişmelerin sonucunda, arazi araçları ile aynı sınıftaki binekler arasında yapılacak bir karşılaştırmada varılacak şu sonuca varıyoruz: 4x4 araçlar kullanıcılara daha üstün özellikler sunmaktadır.
 
http://www.isoff.org.tr/default.asp



« Son Düzenleme: 09 Ağustos 2008, 15:40:37 Gönderen: Mustafa HELALPARA »