Gönderen Konu: Yivli Av Tüfeği.  (Okunma sayısı 1059 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı S.Alper ERDEM

  • Expert Üye
  • *****
  • İleti: 172
  • Thanked: 644 times
  • AVLAKFORUM.COM AVCI FORUMU
Yivli Av Tüfeği.
« : 18 Aralık 2019, 12:23:55 »
Muhterem arkadaşlar,


Bizde ve dışarıda yivli av tüfeği denince genelde ecnebinin "Bolt Action" dediği, bizim "Kollu Mekanizmalı Tüfek" olarak tabir
edebileceğimiz silah türü gelir.

Aslında avda kullanılabilecek, çiftesinden otomatiğine kadar hayli çeşit mevcuttur ama, resmi düzenlemeleri tanzim edenler kısa
sürede çok atış yaparak av neslini yok etme tehlikesini göze alamadıklarından!... Kendilerince yavaş olan bu sistemi öne
çıkarma gayretinde olabilirler.

Bilerek veya bilmeden en uygun türü seçtikleri de söylenebilir.

Piyade tüfeği olarak hayata başlayan kollu mekanizmalı tüfekler avda kullanımlarını hiç talep  düşürmeden bu günlere getirmişlerdir.

Populer bilgi kaynağı interneti bir araştırın; en güçlü av tüfeği olarak bunlar gösterilecektir. Uzman kişiler sebeplerini uzun uzadıya
anlatırlar. Ama işin esası nedendir, onu bulana aşk olsun...

Nedendir peki...

Çünkü kollu mekanizma, fişeği sürerken ve icabında şişmiş,  uzun süre atım yatağında kalmış pas, küf tutmuş, çatlamış, yarılmış
dolu veya boş daneleri oradan çekip alırken en yüksek manivela gücünü tatbik edebilen bir yapılanmadır... Ne levyelisi, ne kırması,
ne alçalan bloklusu ne de otomatiği onun sahip olduğu çekiş gücünün yarısına dahi yaklaşamaz. Atıcının tutup kavradığı kolun
güç tatbik mahallinden destek noktası gövde ve onun fişek merkezine arası en yüksek oranda bu tüfeklerdedir...

E, atım yatağı boşalmadan ikinci bir fişek de sürülemez tabiatıyla... En sıkışık anlarda böyle bir mekanik güvence... Daha ne olsun...

Çoğunda fazladan, kilit takozlarının ilk bağlantı yuvasından çıkışı ardından gövde üzeri hafif eğimli bir yüzeyde arkaya zorlamayla
sıkışık kovanı daha zorlu bir çekişle yataktan çekip alan, ecnebinin "Primary Extraction" tabir ettiği ikinci bir manivela özelliği vardır.

Bu nedenlerle her bir yerde en güçlü yivli av tüfeği olarak bu türler kabul edilirler.

Son zamanlarda, her halde ihraç ülkelerinden gelen taleple, bizde de bu tüfeklerin yapılmaya başladığını görüyoruz...

Şimdilik üç firma bu işe soyunmuş durumda...

Hepsinin belli belirsiz konu mankeni "Remington 700"...

Neden bu modeli seçmişler... Bilerek mi, "En iyi yivli  tüfek budur" tevatüründen mi... Meçhul.

Remington "İtmeli Besleme" sistemde çalışan, geçen asrın yarılarında pazara verilmiş ilk tüfektir.

E, "İtmeli Besleme nedir"...

Bu yapılanma, "Kontrollu Besleme" minvali veya benzeri düzenlerde çalışan bolt action tüfeklerin ekonomik kaygılarla basitleştirilmiş
bir bakıma pratikleştirilmiş şeklidir.

Peki o zaman bu "Kontrollu Besleme" denen ne mene bir şeydir...

Mauser firması, harp sahalarından aldığı geri dönüşlerde, silahı kullanan kişillerin korku, telaş, heyecan ortamlarında- haklı olarak-
tüfeği boşaltıp doldurmada başarılı olamayıp, canlarından olduğu raporlarından hareketle buna sebebin büyük ölçüde; Hazneden
alınan fişeğin atım yatağına kadar yolu üzerinde kontrolden çıkması vakıasından kaynaklandığını, yani; Çıkan fişeğin silahın o
anki durumuna göre, mesela yana bakıyorsa namlu yerine aşağı gidip tüfekten ayrılmayı tercih, bazan boş kovan atılmadan
aceleyle kolun ileri verilmesiyle silahı doldurmaktan imtina ettiğini, bazı halde atım yatağına fişek sürülüyken tırnak irtibatı
sağlanamadığı için üstüne bir fişek daha iteleme çabalarına neden olduğu gerçeklerinden hareketle; Fişeğin hazneden çıkışıyla
yükselmesinden başlayarak, atım yatağına kadar her daim mekanizma ön yüzüne tabla dayalı, tırnak kavraması altında olmasını
mümkün kılan ve ecnebinin "Controlled Feed" dediği sistemi geliştirmiştir.

Kontrollü besleme  yapan tüfeklerin maliyeti yüksektir. Tırnak, maksimum ve güçlü kavrama için geniş ve kol gövdesi üzerinde kilit
takozların tersi istikametinde dönecek şekiide yapılmıştır. Söylenen yayvan tırnak kavraması nedeniyle atım yatağına elle sürülen bir
fişeğin kol desteğine oturması ya zor ya da imkansızdır... Eski Mauser piyade tüfeklerinde ara sıra bu nedenle kırılmış tırnakları görmek
mümkündür. Yapılandırmada "Ejector" yani fırlatıcı, gövde en arkasında konumludur. Boş kovanı tahliye için kolun en arkaya kadar
çekilmesi gerekir. Yavaş çekilirse kovan veya fişeği elle almak, hızlı çekilirse fırlatıp silah dışına atmak mümkündür.

Bu keyfiyet üzerine vaziyete el koyan Remington, fırlatıcısı sürekli yay zorlamasıyla kol üzerinde konumlu, elle atım kovanına sürülen
fişeği rahat kavrayan dar tırnaklı, hazneden çıkışta yer çekimine kapılıp da tüfekten ayrılmak isteyen danelere karşı duyarsız, ancak
atım yatağına oturduğunda fişek tablası mekanizma önüne ulaşan, bu arada kendini  çepeçevre saran çelik bir tabana oturan ecnebinin
"Push Feed" dediği sistemi geliştirmiştir. Günümüzde çoğu mekanizma kollu tüfek. yeni Mauser'ler dahil, bu minval üzeri yapımdadır.

Halen Winchester 70, CZ 500 serisi gibi bir kaç marka dışında kontrollü besleme yapan firma yoktur. Para kaygusu, sağlamlık ve
güvenirliğin önüne her zamanki gibi, geçmiştir.

Kontrollü beslemeli tüfekler, özellikle tehlikeli avlarda, kesin tahliye ve dolum vermeleri nedeniyle her zaman tercih edilmektedir.

Bizim üreticilerin, bilerek veya bilmeden, iterek besleme yöntemini seçmeleri makuldür... Ancak...

Yivli tüfekler, özellikle yavaş, nokta atışı silahlarıdır. Genellikle dürbünle kullanılırlar ve omuzlandığında gezi arpacığı göz seviyesinde
lahzında görmeyi sağlayan iner kalkar yanaklıklarla kullanımı, av için biraz lükstür... Bizimkiler sağ olsunlar onu kullanıcıdan
esirgememiş görünümündeler.

Bir üreticimizin yaptığı, tetik kolu ve askı halkasanın  plastik kundağa integre yapılanması, her ne kadar kalıpcılık ve maliyet yönünden
takdire şayansa da... "E, buraya takılan çelik askı halkası plastiğe karşı çalışıp onu aşındırıp canım tüfeği yerlere muhatap etmez mi...
Sonra, darbe neticesi tetik köprüsü zarar görürse sahibi tüm kundağı mı değiştirecek" gibi muzır soruları akla getirebilir...

Ancak... Yivli tüfeklerin yurdumuzda yapımına başlanması bir tekamüldür... Hayırlı olsun.



Saygılar.











« Son Düzenleme: 20 Aralık 2019, 07:01:23 Gönderen: S.Alper ERDEM »
1944-Istanbul
 
The following users thanked this post: Taşkın MUTLU, Ali SARAÇ, Berhan PINAROĞLU, Özhan ÖZBAY