Muhterem arkadaşlar,
Ötedenberi üreticilerimizle kullanıcılar arasında bir iletişim eksikliği mevcuttur. Beğendiği markadan ürün
alan kişiler şikayet söz konusu olduğunda karşılarında muhatap bulabilseler dahi aynı platformda birliktelik
sağlayamadıklarından yekdiğerlerini suçlarlar, çözüm zorlaşır, kırgınlıklar oluşur.
Kullanıcı aslında her daim haklıdır. İlla ki akılcı bir seçim yapma zorunda değildir. Beğenisine, keyfine göre
aldığı malın olması gerekli en iyi şekilde imal edildiğine inandığı kişilerden parasını vererek temin edildiği
düşüncesindedir. Derdini anlattığında aldığı karşılığın mümkün olan en uygun mantık çerçevesinde olmasını
bekler. Değilse şaşırır, isyan eder...
Burada işin zor kısmı üreticiye düşmektedir. Konuyu iyi bilmeli, cevap gerekiyorsa olumlu bilgi çerçevesinde
itiraza mahal vermeyecek en makul karşılığı verebilmelidir.
Úretici, konusunu iyi bilmelidir...
Gerçekte durum acaba böyle midir...
Maalesef değildir... Çoğu kendini yetiştirmiş, tüm bilgisi ulaşabildiği yabancı örneklerin görülebilir, beş hisle
takip edilebilir unsurlarından kaynaklanan, genellikle iyi niyetli, eğitim düzeyi yüksek olmayan bu Anadolu
çocukları, kökleşmiş ilimle nüfuz edilebilen bazı gerçekler söz konusu olduğunda yetersiz kalmaktadırlar.
Ürettikleriyle bir yerlere varabilen ilk nesil kurucular, çocuklarının yüksek eğitimle elde ettikleri diplomanın, her
konuda yeterlilik veren sihirli bir anahtar olduğu inancındadırlar. Zira kendileri o tecrübeyi yaşamamışlardır ve
çocukları, büyükleri nezdindeki güveni zedelememek için, belki de kendileri dahi durumu tam idrak edemedikleri
nedeniyle, onlara gerekli açıklamada bulunamazlar.
Üniversiteler, üniversal bilimin, kaynak arayarak bir yerlere varabilme ilminin ilk başlangıç noktalarıdır. Diplomaları,
taşıyıcısının o vizyona uygun olduğunu gösterir... Vizyonu şümulüyle hiç bir zaman vermez... O işlem, sahibinin
sonraki tecrübe ve araştırmalarıyla edinilir.
Yetersiz eğitim, yetersiz araştırma sahibi işletmeler, bir şekilde yeterli talebi havi pazar bulabilmişlerse ilerisi
gittikçe karanlıklaşan bir yol içine girmişler demektir.
Bizdeki durum aşağı yukarı böyledir...
Böyle ortamlarda, üreticiye gazlı tüfeklerde mekanizmayı çalıştıran gücün "Atık Gaz" mahiyetinde olduğu, namlu
ucunda tüm barut gazının içerde kalmasını amir nöbetçiler olmadığını, dışarı püskürtülen dumanın içinde dahi
halen hayli iş yapabilme gücünün mevcut olduğunu, veya ateşlenip içerde daha uzun süre kalan ağır doluların
daha çok yükselecek namlu nedeniyle yukarı vuruş vereceğini anlatmak mümkün olmaz.
O halde ne yapmak gerekir...
Olması gereken, üreticileri bu forum gibi, avcı ve atıcıların büyük çoğunluğunu temsil eden, içinde konularını iyi
bildiği kabul edilen kişilerin birikimlerini kullanmaya davet etmektir.
Üreticilerden bu forumu takip eden mutlaka vardır...
Bu arkadaşlar, lutfen...
Firmanız icin açılmış bölüme en az bir kişi ile katılımda bulunup paylaşımlara iştirak ediniz... Burada her şeyi
bilen, allame i cihan kimseler yok... Ama en azından, araştırıcı yönü yüksek, birikim sahibi, bunları sizin iyiliğiniz
için paylaşmaktan çekinmeyecek kişiler var...
Yeryüzünde hiç kimse hızla çoğalan bu bilgi arşivinde her şeyi bilemez... Kendimize yeterli olabileni bulmak dahi
bir nimettir. Yadırganan, öğrenmeyi dışlamaktır.
Saygılar.
Konu: Üreticilere işbirliği çağrısı. (Okunma sayısı 1846 defa)