Sabahtan beri bakıp duruyorum yazayım bir şeyler diye
Sadece yarı oto kullandığım zamanlar arkadaşlar arasında merak sarıp kendi aramızda gayri bilimsel test yaptığımız bir konu. Ve üzerine ne söylenirse söylensin kapanmayacak da bir konu
Çok fazla değişken var. Öncelikle kağıda ağaca atmakla, hareket halindeki bir ava atmak bambaşka şeyler. Grupman testinde belli standartları sağlamak mümkün olsa da aynı ava atmak asla mümkün değil. Kullanılan tüfekler ve namlu iç çapları da var. Fişek seçme de var. Yerli tüfeklerde bariz farklar görülebiliyor. 32 gramdan aşağı fişek atmayan tüfeklerimiz var. ... Kendi kullandığım tüfekler üzerinden ben yorumumu yapayım. Penetrasyonda hiç bir fark yok. Avda şu an sadece otomatiği denedim. Başka kırmalarla önceden yaptığım atışlarda geride kaldığı hiç bir şey yok.
Ava av mitlerimiz var işte. Kırmalar daha iyi yakar kurutur gibi. Aynı söylem kinetik ve gaz operasyonlular için de geçerli. Gazlılar listenin hep en altında tutulur oldu, farklı nedenlerle ve sistemin tam olarak anlaşılamaması sebebiyle.
Dikkate alınmayan bir şey var. Bu da konunun uzamasının sebeplerinden biri.
Dikkat edelim:
1. Kinetik sistem geri tepmeyi kullanıyor.
2. Gazlı sistem geri tepmeye gidecek gazın bir kısmını kullanıyor.
3. Kırma tüfekler? Onlar da geri tepiyor işte.
Yani ortada her halükarda bir enerji patlaması mevcut. Ve bu patlamanın fazla gelen kısmı da var. 3 farklı sistem bunu 3 değişik yolla kullanıyor. Olay bu. Hadi kırmalar geri tepmese, tüm basıncı ileri gönderse anlarım. Ama öyle değil.
Saygılar.